“Vaktiyle diyabet, kişinin hayatına öyle çok sınırlama getirirdi, lakin artık bu konuda daha farklı bir kavrama mevcut. Hastalık, kişiler üzerinde eskisi kagizli sınırlayıcı değil ve her şey günlük hayatla daha bağdaşabilir bir ülkü geliyor.”
“Diyabet bundan böyle kontrol altına alınabildiğine kadar çok büyük bir sorun olmaktan çıktı, insülinin bunda kayda değer bir rolü var.”
“Hap alırken kendimi hasta gibi hissediyordum. İn-süline geçtikten sonra her şey fazla daha iyi oldu.”
Bu bölümde, tedavide kullanılan ilaçlar, sağlıklı beslenme ve bedensel aktiviteler de dâhil edinmek üzere, öbür tedavi tipleri üstünde duracak ve diyabetli şahısların tedaviye başladıklannda kendilerine ne gibi hedefler koymaları gerektiğini tartışacağız.
Hap tedavisinin anlaşılması ve yönetimi
Tip 1 şeker hastalığı, insülin iğnesiyle tedavi edilir ve kişiye sağlıklı gıda ve uyumlu alıştırma tavsiye edilir. Tip 2 diyabette ise, sağlıklı besin ve çalışma ya da dinç gıda, çalışma ve hap kullanımının bir arada olduğu bir tedavi uygulanır. Müşteri 2 diyabeti olan kişiler adamakıllı insüline “bağımlı” olmasalar da, ara sıra buna ihtiyaç duyabilirler. Diyabet teşhisiniz yeni konmuşsa, bu fikre alışmanız muhakkak bir zaman alabilir. Ama dürüst bilgilerle ve doktorunuzun ya da diyetisyeninizin desteğiyle kısa sürede bu durumla baş edebileceğinizi ve eskisi gibi sağlık durumulı bir yaşam sürdürebileceğinizi görürsünüz.
Doktorunuz size, kendi kendinize nasıl iğne oluşturacağınızı ve durumunuzu etkin bir biçimde nasıl yöneteceğinizi gösterecektir. Kesin noktalan netleştirmek için doktorunuzla çok sık karşılaşmak zorunda elde etmek sizi endişelendirmesin. Aklınıza takılanları sormaya çekinmeyin. Soru sormanız ve öğrendiklerinizi iyice “hazmedinceye” dek kendisine danışmanız doktorunuzun da hoşuna gidecektir.
İlaçlar
Müşteri 2 şeker hastalığı için dört esas ilaç grubu mevcuttur: Sülfo-nilüre, biguanid, acarbose ve thiazolidinedione. Bunların hepsine genellikle oral hipoglisemik ajanlar (OHA) denir. Bu ilaçlar tek başına ya da bir arada alınabilir. Alıcı 2 diyabeti olan böylece fazla insan, bu ilaçların dinç bir gıda düzeniyle birlikte diyabeti denetleme aşağıda tuttuğunu görmüşcins. Oysa, kişiye hangi kombinasyonun veya dozun uygun olduğunu tespit etmek için birazcık zaman gerekebilir.
İlaçların tümü ayrı işlevlere sahiptir.- Bazdan pankreasın daha fazla insülin üretmesini, bazılan da üretilen insülinin daha iyi kullanılmasını sağlar. îlaçlann bir kısmı da, bağırsaklardan dekstroz emilim hızını yavaşlatır. Birey için en yerinde ilacın hangisi olduğuna hekim karar verir. Doktor, ansızın pozitif ilaç da yazabilir. Aynca kişiye ilaçlann işlevi, ne zaman alınacağı, kandaki ve idrardaki dekstroz seviyelerinin nasıl takip edileceği doktor veya hemşire tarafından tarif edilir.
* insüline başlamak, benim için hayli moral bozucuydu. İyiye gittiğimi düşünüyordum, Insüline başlayacaksın ’ denilmesi beni düş kırıklığına uğrattı.”
İlaçlar kan şeker seviyenizi alışılagelmiş değerlere düşürmeye yetmeyebilir. Bu durumda ilaçlann yanına insüline geçmeniz ya da ilaç yerine sadece insülin almanız tavsiye edilebilir. Bu sık rastlanan bir durumdur ve bir kusurunuzun olduğu ya da kendinize iyi bakmadığınız anlamına gelmez.
İnsülin
Herif 1 diyabeti olan kişiler hayatlarının sonuna kadar insülin iğnesi kullanmakla birlikte, içten ve dengelenmiş besinlere dayalı sağlıklı bir besin düzenine de riayet etmelidirler. Aynca genel sağlık açısından ve diyabet komplikasyonlannı engellemek namına egzersiz yapmalan da öğüt edilmektedir.
‘Niçin insülin iğnesi olmam gerekiyor? ’
İnsülinin kan dolaşımına geçmesi için en etkili yol budur. Midedeki sindirim salgıları bu maddeye hasar verdiği için insülin ağızdan alınamamaktadır.
‘Hangi çeşit insülinler mevcuttur? ’
İnsülinler arasındaki esas çeşitlilik, tesir etme hızlanandadır. Kısa, orta ve uzun vadede etki eden insülinler mevcuttur. Kısa vadede tesir eden insülin, saydam ve solukdir. Diğer ikisi ise, insülinin cilt altından emilimini yavaşlatmak için katkı maddesi maddeleri ihtiva ettiğinden şeffaf değildir. Kısa ve orta vadede tesir eden insülini, tek şırınga içinde beraber göstermek mümkündür oysa şeffaf insülini herhangi bir saydam olmayan insülinle kirletmemeye dikkatli olmak gerekir. böylece, enjektöre daima önce şeffaf insülin çekilmelidir.
Eğer insülini kanştırmak sizin için zorsa, içinde bambaşka oranlarda keza kısa keza de orta vadede etki eden insülin bulunan hazırlanmış insülin preparatlannı kullanabilirsiniz.
‘Niçin günde birkaç kez insülin enjekte etmem gerekiyor? ’
İnsülin tedavisinin amacı, vücudun doğal insülin ihtiyacını karşılama şeklini olabildiğince aynı şekilde taklit etmektir. Diyabeti olmayan bir kişinin vücudunda, gıda alımına tepki olarak pankreas göre insülin salgılanır. Öğünler aralarında kan şekeri seviyesi düşerken, insülin seviyesi de düşüşe geçer. Ama kan dolaşımındaki insülin, hiçbir zaman tam olarak sıfıra inmez ve insan vücudunda 24 saat içerisinde hiçbir zaman, kan dolaşımında algılanır seviyede insülin bulunmaması laf konusu olmaz. Kendinize insülin iğnesi yaptığınızda hedeflediğiniz şey, pankreasın doğal insülin imal düzenini tıpkı taklit etmektir.
Çoğu insan, üç ana öğünden önce kısa vadede etki eden üç enjeksiyona ek olarak, uykudayken kan şekerini denetim altına almak için gece zamanında orta ya da uzun vadede etki eden insülin alır. Benzer derecede yaygın ve başarılı bir sistem de, günde iki kere kısa ve orta vadede tesir eden enjeksiyon karışımı uygulamaktır. Kısa vadede tesir eden insülin, eksik bir süre sonra yiyeceğiniz yemeği, örneğin kahvaltıyı ya da akşam yemeğini denetleme altına alırken; orta vadede etki eden insülin, öğle yemeğini ya da gece yansı kan şekerini kontrol altına alır. Birçok insan buna benzer sistemleri senelerdir sıkıntı çekmeden kullanmaktadır.
Eğer kendinize günde birkaç defa enjeksiyon yapmaya alışamayacaksanız veya vücudunuz insülin ihtiyacınızı karşılamada kısmi bir eksiklik gösteriyorsa, sadece bir veya iki orta veya uzun vadeli enjeksiyon ile insülin ihtiyacınızı giderebilirsiniz.
‘Enjeksiyonu nereden ve nasıl yapmalıyım? ’
Hizmet aldığınız kurumdaki uzmanlar, size enjeksiyon-lannızı nereden ve nasıl yapacağınızı göstereceklerdir. Bugün çoğu birey, tek kullanımlık plastik şırınga ve iğneleri seçim etmektedir. İnsülin enjeksiyon kalemleri de, en çok kullanılanlar arasındadır. Enjeksiyon kalemlerinin tümünin egzersiz prensibi çoğunlukla aynıdır. Geriye sadece, hangisinin sizin için en iyi uygun seçenek olduğuna karar devretmek kalmaktadır.
İnsülini damara veya kasa yok, cilt altına enjekte etmek gerekir. Baz kişiler, artı derine girdikleri için, insülini yanlışlıkla deri altındaki kasa verirler. Özellikle kuvvetsiz kişilerin, iğneyi deriye sokma derecesini içten ayarlaması daha zor olabilir. En basit yöntem, deriyi iki parmakla sıkıştırarak, yükselen kısma 90 derecelik açıyla iğneyi yapmaktır. Derinizi fazla artı sıkıştırmamaya uyarı edin, huysuz takdirde iğne canınızı yakar! İnsülinin kasa geçmemesini temin etmek üzere yapılmış bambaşka boylarda iğneler vardır. Bu noktada doktorunuz size yerinde tavsiyede bulunacaktır.
Tekrar afiyet uzmanlan tarafından, enjeksiyon için en uygun bölgeler hakkında bilgilendirileceksiniz. Çoğunlukla en uygun bölgeler, baldırlann üstteki kısımlan, kalça ve karındır.
Önemli bir diğer husus da, aralıksız benzer yerin kullanılmamasıdır. Huysuz takdirde ufak bir şişkinlik oluşup insülinin emiliminde birtakım sorunlar ortaya çıkabilir. Orta ve uzun vadede tesir eden iğneler için, baldır ve kalçalar; kısa zamande tesir edenler içinse kann bölgesi daha uygundur.
‘Enjeksiyon can yakar mı, iz bırakır mı? ’
Senelerdir kendilerine enjeksiyon uygulayanlar, hiç acı hissetmediklerini söylerler ama yeni başlayan çoğu kişi ilk kez bu iğneleri biraz can brülör bulmaktadır. İğne yaparken muhtemel olduğunca gevşeyin ve size gösterilen tekniği uygulayın. Bazı kişiler, deriyi birkaç saniye buzla ovmanın acıyı yok ettiğini söylerler. Siz de bu yöntemi uygulayabilirsiniz. Zamanla iğnenin daha az can brülör olduğunu göreceksiniz. Eğer duyduğunuz acıda herhangi bir azalma olmazsa, bir sıhhat merkezine başvurabilirsiniz.
İnsülin iğneleri oldukça ince olduğu için çoğunlukla iz bırakmaz. Bazen enjeksiyonun arkasında eksik miktarda kanama veya minik bir yara oluşabilir ama bu endişelenmenizi gerektirecek bir durum değildir. Muhtemelen enjeksiyon sırasında iğne, cilt aşağıda ince bir damara eşit gelmiştir. İnsülinin ilk elden kan dolaşımına karışması neredeyse imkânsızdır, bu yüzden minik kanamalardan ötürü endişelenmenize lüzum yoktur.
Hap tedavisi hakkında notlar
* Tip 2 diyabet için ilaç tedavisi faydalıdır.
* Diyabet tedavisinde kullanılan tabletlerin bambaşka ayrı etkileri vardır.
* insülin tedavisi, tüm Herif 1 diyabetliler için gereklidir.
Çoğu Tip 2 diyabetli de buna ihtiyaç duyar. O Günde 2 ila 4 defa enjeksiyon yerine getirmek gereklidir. O Enjeksiyon ara sıra şişlik oluşturur ya da iz bırakır.
* İnsülin iğneleri, kısa, orta ve uzun vadede etkin şeklînde üç gruptur.
* İçinde farklı oranlarda ayrıca kısa keza de orta vadede tesir eden insülin bulunan önceden karıştırılmış hazırlanmış insülin preparatları mevcuttur.
Sağlıklı besin düzenine geçmek
Niçin yediklerinizi değiştirmeniz gerekir?
Gıda biçiminizin sağlığınız üstünde etkisi vardır. Birçok insan “zaten sağlıklı beslendiği” fikrini taşısa da, günümüzde bilhassa Batı dünyasında yaşayanlann çoğunluğu, aşın kalorili ve fazla miktarda gıda tüketmektedir. Bu da, yüksek kolesterol seviyesi, aşın kilo hatta kalp krizi gibi sonuçlara yol açmaktadır.
Hangi herif diyabetiniz olursa olsun, yediklerinize dikkat etmek kan şekeri seviyenizin dengelenmesine asistan olur. Bu yüzden uygulayacağınız diyet, tedavinizin vazgeçilmez bir parçasıdır. Fakat peşine düşüp takip etmeniz gereken diyet, elbette leziz yiyeceklerden en ince ayrıntısına kadar vazgeçmeniz gerektiği anlamına gelmez. Gıda alışkanlıklannızı başkalaştırmak, çok özel bir diyete uymak yok, sadece herkese önerilen sağlıklı gıda rejimini uygulamaktır.
Sağlıklı beslemek sizi şu risklerden korur:
* Diyabete emrindeki komplikasyonların oluşma ihtimali büsiklet ölçüde azalır.
* Kolesterolünüzün düşmesiyle kalp hastalıkları, tansiyon ve kilo problemlerinden korunmuş olursunuz.
* Bazı kanserlere yakalanma riskiniz düşer. (Kanser va-kalannın üçte ikisine yediklerimiz sebep olur.)
* Arteritten büyük ölçüde korunmuş olursunuz.
Sağlıklı beslenmenin diyabete faydası ne?
Aşağıdaki tablo (bkz. Şekil 2), sağlıklı bir besin düzeni için hangi yiyeceğe ne kadar siklet devretmek gerektiğini göstermektedir. Tabloda genel kabul görebilen beş yiyecek grubu temel alınmıştır. Bu tablo, sağlığınız için en çok lezzet aldığınız yiyeceklerden vazgeçmeniz gerekmediğini gösterir. Dinç bir gıda düzeni, dört belli başlı gruptaki yiyecekleri içten bir dengede, her gün tüketmeyi ve buna ek olarak yağlı-şekerli yiyeceklerden de sadece bir tanesini eksik miktarda yeme iznini içerir. Eğer besinlerinizi bu oranda seçerseniz, besin ihtiyacınızı karşılamış olursunuz. Aklınızdan çıkarmamanız gereken husus şudur; yediğiniz her şey -ayrıca esas keza de ara öğünler- beslenme dengenize bir eklemede bulunur.
* Öğünlerinizde nişastalı besinlere yer verin. Bunlar; ekmek, patates, pirinç, makarna, erişte, tahıllar, kraker ve kahvaltılık gevreklerdir. Bu Nedenle nişasta, lif, vitamin (özellikle B vitamini) ve mineral almış olursunuz. Ayrıca de, nişastalı gıdaların glikoza dönüşmesi daha uzun sürdüğü için kan şekeriniz daha geç ve daha yavaş yükselir.
* Günlük en düşük beş porsiyon meyve ve sebze tüketin.
Bilhassa taze meyve ve sebzeleri tercih edin. Fakat konserve meyve-sebzeler ile meyve suyu ve kurutulmuş meyveleri de tüketebilirsiniz. Kahvaltıdan akşam yemeğine değin her öğüne sebze ya da meyve ilave edin. Bunlar vitamin, mineral ve lif içerir. Antioksidan vitaminlere sahip (A, C, E vitaminleri) meyve ve sebzeler sizi yürek hastalıkları ve kansere karşısında da korur.
* Ölçülü miktarda süt ve süt ürünleri tüketin. Süt ürünleri, kalsiyum ve protein ile A ve B vitaminlerini içerir. Fakat mümkün olduğunca bu ürünlerin eksik yağlı olan-lannı seçim edin.
* ölçülü miktarda et ve balık tüketin. Et ve balık tüketiminde de, yine az yağlı seçeneklerden yana tercihte bulunun. Bunlar; yağsız et, tavuk ve balıktır. Haftada en düşük iki defa balık yemeye çalışın. (Protein ihtiyacınızı yerine getirmek üzere et yerine bakliyat da tüketebilirsiniz. Aynca yanında bakliyat edinmek suretiyle etin daha besleyici olmasını sağlayabilir ya da sadece bakliyat tüketerek, et tüketiminizi üye indirebilirsiniz.)
* Yağ ve yağlı-şekerli yiyecek tüketiminizi azalan. Kalp hastalıklan, tansiyon, kolesterol ve fazla kilo gibi problemler göz önünde bulundurulduğunda, besin yoluyla alınan yağ oranını azaltmanın gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Yağ taşıyan gıdalann gıda değeri sınırlıdır ve ihtiyacınız olan yağı, süt ve süt ürünleri ile etten de alabilirsiniz. Margarin ve kızartma yağlarını kullanımyın. Yağlı ve şekerli abur cuburlardan olası olduğunca uzaktan durun; hatta bunları hiç yemezseniz daha iyi olur. Yemek hazırlarken ve pişirirken yağsız yöntemleri tercih edin.
Yağ tüketimi
Tükettiğimiz yağlar genelde ikiye aynlır:
* Dolu yağlar. Vücudumuza ne kadar fazla yağ girerse böylece çok kolesterol üretiriz. Kolesterol kanımızda birikir ve kalp hastalığı oluşma riskini arttırır. Batmış yağlar, en çok süt ürünlerinde ve et gibi hayvansal gıdalarda bulunur. Keza, hindistancevizi yağı gibi bir takım bitkisel yağlarda, margarinde, pasta, bisküvi, çikolata ve pudinglerde kullanılan yağlarda da batmış yağ vardır. Bu yağ türü, yiyecek etiketlerinde “hidrojene nebati yağ” olarak geçer.
* Doymamış yağlar. Bu grup, tekli doymamış yağlan ve çoklu doymamış yağları içerir. Bunlar vücudun belirtilen
vitaminleri alabilmesi için eksik miktarda da olsa gereklidir ve yemekleri daha leziz ülkü getirir. Lakin yine de, bu yağlar da yüksek kalorilidir. Doymamış yağlar, ayçiçeği, mısır ve soya yağında, zeytinyağında, “doymamış yağlar açısından varlıklı” diye belirli yumuşak margarinlerde, fındık ve cevizde, alabalık, sardalye gibi yağlı balıklarda bulunur.
Beslenmenizde doymuş yağ yerine doymamış yağlara ağırlık devretmek için
* Ekmeğe sürmek için çoklu/tekli doymamış yağ içeren margarinler kullanın.
* Yemek Yemek pişirirken çoklu/tekli doymamış yağları tercih edin.
* Kanşık bitkisel yağları kullanmamaya çalışın. Çünkü bunlarda doymuş yağ oranı yüksek olabilir.
Yeni Bir Açılış
Besin düzeninizde değişim yerine getirmek; alışveriş ve yemek yapma gibi uzun soluklu alışkanlıklannızda ve damak tadınızda azımsanmayacak farklılıklar olması anlamına kazanç. Oysa yapacağınız şansın dönmesi, sizi daha dinç bir hayata taşıyacaktır. Geçiş aşamasında problem yaşamamak için, yeni beslenme biçiminizin sizi koruyacağı ya da ortaya çıkmasını engelleyeceği problemler üzerinde düşünün. Böylece dinç beslenme konusundaki kararlılığınız artar.
Başarılı bir geçiş dönemi için nasıl plan bir yapmanız gerekir?
Aşağıdaki önerilerden size yardımcı olabileceğini düşündüklerinizi işaretleyin. Aklınıza gelen başka öneriler olursa onları da listeye ekleyin.
* Buzdolabınızda sizi hatalı şeyler yeme konusunda tetik-leyecek yiyeceklere yer vermeyin.
* Alışverişe çıkmadan önce liste planlayın. Bu Nedenle yalnızca gereksinim duyduğunuz şeyleri almış olursunuz.
« Yanınızda ve arabanızda diyetinize yerinde atıştırmalık yiyecekler taşıyın.
* Günlük yemek saatlerini evvelden planlayın.
* Gerektiğinde bir yakınınızdan sizi yeni besin düzeniniz hakkında cesaretlendirmesini isteyin.
* Yemek Yemek pişirirken tatmamaya özen gösterin. Çünkü bu, artı yemenize sebep olabilir.
* Yemeğe patavatsız siklet vermekten kaçının.
İşler Zorlaştığında Ne Yapacaksınız?
Bazen bu yeni düzeni kesintisiz kılmak size zorlama gelebilir. Yapacağınız değişikliklerin, günlük yaşamınızın bir tutamsı haline gelmesi azıcık zaman alabilir. Yeme alışkanlıklan-nı bitmiş düzenlemeye çalışan o kadar fazla birey, arada, uyguladığı diyetle uyumsuz ufak tefek hatalar yaptığını fark eder. Bu hatalar ve küçük kaçamaklar kimi zaman kişinin hassasiyetini arttınp, diyetten adamakıllı vazgeçmesiyle sonuçlanabilir.
Yeni gıda düzeniniz konusunda cesaretlendirilmeye ihtiyacınız olduğunda, sizi uyguladığınız diyete motive edecek şeyler yapın:
* Sizi cesaretlendirmesi için anlaştığınız arkadaşınız veya yakınınızla konuşun.
* Kendi kendinize, yeni düzene sadık kalırsanız sağlığınız açısından ne gibi faydalar göreceğinizi hatırlatın. Bunla-n uzun ve kısa dönem faydalan olarak detaylandınn.
* Bugüne kadar elde ettiğiniz başarıları düşünün.
* Basanlarınız için kendinizi ödüllendirecek sağlıklı yollar bulun.
Gıda Biçiminizi Değiştirmek
* Öğünlerinizi düzenli ışık halkası getirin. Jurnal öğünlerinizi düzenli ışık halkası getirin ve defalarca aynı saatlerde yiyin. Böylece kan şekeri seviyenizi adi düzeyde tutmanız kolaylaşır.
* Yağı azaltmaya çalışın. Kızarmış ve yağlı yiyeceklerden uzakta durun; tereyağı, margarin, peynir ve yağlı yiyecekleri olası olduğunca az tüketin.
* Nişasta ve karbonhidrat içeren gıdaların yüksek lif oranlı olanlarını seçim edin. Ekmek, pirinç, makarna, patates, un, mısır, mercimek, kuru fasulye, nohut gibi yiyeceklerin içindeki nişasta vücudumuzda glikoza çevrilir, ama bu müşteri yiyeceklerin içindeki nişastanın glikoza çevrilmesi yavaş olduğu için, kan şekeriniz daha geç ve daha yavaş yükselir. Baklagiller, lifli olduklarından sizin için daha uygundur çünkü lif, karbonhidratlann emili-mini yavaşlatır.
* Şeker alımım eksilen. Şeker içeren gıdalardan, şekerleme ve şekerleme tarzı abur cuburlardan ve şekerli içeceklerden uzaktan durun. Şekeri azaltılmış konserve yiyecekleri ve suni tatlandırıcıları tüketebilirsiniz.
* Tuz alımım azalan. Daha fazla baharat kullanarak tuzlu alımınızı azaltın. Her gün yemeğinize azıcık daha az tuz ekleyin.
* Özel diyabetik gıdalardan kaçının. Bu cins gıdalar fiyatı yüksek olduklan gibi sağlık durumu açısından fazla belirgin bir farklan yoktur. Bir De yiyip içtiklerinizin diyabetik olduğunu düşünüp sının aşabilirsiniz.
Yeme alışkanlıklannı bitmiş düzenlerken, gerçekte ulaşılabilecek hedefler belirleyin. Motivasyon ve şevki, basan kadar arttıran bir şey yoktur. Diyetinize sadık kaldığınızı gördükçe tedaviye inancınız artar. Bunun sağlığınız üzerindeki etkilerini ilave bir üstünlük olarak değerlendirin.
Dinç bir diyetin kilit noktaları
* Düzenli olarak yemek yemek yiyin.
* Her öğüne, mümkünse yüksek lifli, nişastalı bir gıda ek edin.
* Yağ tüketimini azaltın.
* Şeker tüketimini azaltın.
* Ceset ağırlığınızı sabit tutmaya ve maddesel aktivitele-re ağırlık vermeye çalışın.
* Tuzu eksik kullanın.
* Alkol kullanmayın.
Dışanda yemek yemek ve tatiller
* “Seyahat etmem veya meslek değiştirmem gerektiğinde, diyabetim olduğu gerçeğini değerlendirmeye almalıyım. Ama bu koşul sürekli olarak kafamı meşgul etmiyor. gerçi, diyabetiniz varsa aralıksız bir şeyler öğreniyorsunuz.**
Dışanda yemek
Giderek daha fazla öğünü evimizin açık havada geçiriyoruz. giderken ya alelacele bir restoranda yemek yiyor ya da fast food ’la geçiştiriyoruz. Hazırlanmış gıdalar, evde yapılanlara kıyasla daha yağlı ve tuz olduklan gibi daha az lif banndı-nr özelliktedir. sürekli olarak dışanda yemek yemek yemiyorsanız, ara sıra restorana gitmeniz büyük bir problem değildir. Oysa düzenli olarak dışanda yiyorsanız, düşük yağlı seçenekler aramalı, tereyağı veya krema taşıyan, kızartılmış veya yağda pişirilmiş gıdalardan kaçınmalısınız. Çünkü bunlar hazırlanış şekilleri nedeniyle yağ yüklü yiyeceklerdir.
Kimi zaman arkadaş davetleri de probleme dönüşebilir. Sizi evine misafir etme eden ve sizin için nefis yemekler yaparak zahmete giren arkadaşlarınızı geri çevirmeye utanabilirsiniz. Eğer onlara diyabetinizin olduğunu ve yüksek şeker ve yağ ihtiva eden gıdalardan kaçınmanız gerektiğini baştan söylemiş olursanız, olasılıkla böyle bir tabloyla karşılaşmazsınız.
Tatil ve gezi
Tatile çıktığınız zaman da benzer beslenme kurallan geçerlidir. Gittiğiniz yerde ikram edilen yiyecekleri tanımıyorsanız, içinde neler olduğunu sormaya çekinmeyin. Bazı hava yolu şirketleri, mönülerine “özel diyabetik” yiyecekleri dâhil ederler. Fiilen bu nesil yiyeceklerden kaçınmanız daha iyidir çünkü bunlann içerdiği karbonhidrat oranı çok düşük olabilir. Yemek Yemek şirketleri genelde aslolanın karbonhidratın kesmek yok de, denge oluşturmak olduğunu dikkate almazlar. Yolculuk esnasında yanınıza fazladan karbonhidratlı gıda alırsanız, gereksinim duyduğunuzda yiyebilirsiniz.
Toplantılar
Önceden biraz düşünüp planlayarak istediğiniz toplantıya katılabilirsiniz. Göz önünde bulundurmanız gereken şey, yemek saatinizde yaşanacak değişikliğe göre bir ayarlama yapmaktır. Muhtemelen o gün, akşam yemeğiniz her zamankinden daha geç bir saate sarkacak ve yeniden her zamankinden azıcık daha farklı yemekler yiyeceksiniz. însü-lin ya da hap tedavisi görüyorsanız, bu değişiklikleri dikkate alarak önlem alabilirsiniz. Katılacağınız toplantı pozitifdan bedensel güç harcamanızı gerektirecekse, biraz daha pozitif yemeye gereksinim duyabilirsiniz. Rutin dışı aktiviteler, ne dek enerji harcadığınıza alt olarak belirlenecek miktarda ekstra karbonhidrat almanızı gerektirebilir.
Bedensel aktiviteyi arttırmak
Diyabeti olmayan bir kişi egzersiz yaptığında, kandaki üzüm şekeri seviyesinin artmasına yol açan hormonlar üretilirken, pankreasın insülin salgılaması durur. Oysa insülin ya da sülfonilüre tabletleri aldığınızda, insülin seviyeniz
yükselmeye devam eder ve çalıştırdığınız kolunuza ya da bacağınıza enjeksiyon yaparsanız, insülin her zamankinden daha tez emilir.
Egzersiz niçin diyabetli insanlar için daha önemlidir?
Çalışma cümbür cemaat için önemlidir. Daha dinç olmamızı ve kendimizi iyi hissetmemizi sağlar; formumuzu korumamıza destek eder, kalp hastalığı riskini azaltır, kilo kontrolüne destek olur ve kaslanmızm gücünü arttırır. Aynca bedenimizi geliştirerek hayata daha olumlu ve dinç bir gözle bakmamızı sağlar.
Alıştırma, diyabetli halk için daha da faydalıdır. Her şeyden önemlisi, ahenkli egzersiz, kandaki üzüm şekeri seviyesinin kontrolüne tezgâhtar olur. Uyumlu çalışma, hücrelerin insülin hassasiyetini arttırır. Bu Nedenle düzenli olarak egzersiz yapan Tip 1 diyabetli kişiler, kanlanndaki şeker seviyesini daha küçük miktarlarda insülin kullanarak kontrol aşağı tutabilirler. Aynı şey, insülin veya ağız yoluyla şeker hastalığı ilacı alması gereken Tip 2 diyabeti olan kişiler için de geçerlidir. Egzersizin bir diğer faydası da, kandaki yağ seviyesinin düşmesine muavin olmasıdır. Bu Vesile Ile felç ve kalp krizi riski azalır.
Orta şiddetli alıştırma esnasında, önce kaslarda depolanan glikoz kullanılır. sonradan kaslar kandaki glikozu kullanmaya başlarlar. Böylelikle kandaki dekstroz miktan kademeli olarak düşer. Egzersizden sonra bile, kandaki glikoz miktan düşmeye devam eder çünkü kaslar kendi glikoz depolarını her yerde yüklemek için kandan üzüm şekeri alırlar. Bir Takım gövde hücrelerinin, egzersizden sonraki birkaç güne değin insüline daha iyi yanıt verdiğine inanılmaktadır.
Müşteri 2 diyabette problemin bir kısmı, vücuttaki insülinin yeterli düzeyde kullanılamamasıdır (hücrelerin insüline yanıt verememesi). Ahenkli egzersizle vücut hücreleri insüline daha iyi yanıt verir ışık halkası gelirler. Bu Nedenle, kan şekeri seviyesindeki dalgalanmaları durdurmak olası olabilir.
‘Ne değin alıştırma yapmalıyım? ’
Egzersizin, etkili olması için, haftada 3 kez ve en az 20 dakika boyunca uyumlu olarak yapılması gerekir. Elbette her gün alıştırma gerçekleştirmek çok daha iyidir. Fakat, herhangi bir spor programına başlamadan önce, sizin için en uygun olan egzersizlerin neler olduğunu öğrenmek için doktorunuza danışın.
Niçin zahmet edeyim?
Çoğu insan egzersiz yapmaktan kaçınır. Kimisi bunu rahatsızlık verici ve sıkıcı bulur, kimisi vakit aldığından şikâyet eder, kimisi de utanır ya da kendisini bu konuda kabiliyetsiz hisseder. Fakat “aerobik” gibi -olur ya de sizi zorlayacak- egzersizlere girmeden, küçük de olsa günlük aktivite miktarınızı arttırmanın azımsanmayacak faydası vardır. Vücudumuz yol almak için yaratılmıştır ve hareket etmediğimiz takdirde bedensel işlev kapasitemiz azalacaktır.
Ihtiyar ya da fazla şişman şahısların, günde 10 km koşama-dıkları veya ileri düzeyde aerobik yapamadıkları için, egzersizi tamamen bıraktıklan olur. Oysa yapacağınız en küçük hareketler dahi sizin için önemlidir. Hatta yalnızca birkaç dakika yürümek bile, vücudunuzda bir şeyleri harekete geçirmeye yetebilir. sonradan, yaptığınız hareketleri aşama evre uzatabilirsiniz.
Hâlâ ikna olmadınız mı?
“Bu çok ağır bt alıştırma. Devam ettirmem olası değÛ”
Hoşunuza dışarı giden bir spor dalı veya aktivite seçer ve bunu aşama safha geliştirirseniz, alıştırma yapmak size çok ağır gelmeyecektir. Giderek bundan daha artı haz alacak ve caymak istemeyeceksiniz.
“Benîm zamanım değil. Fazla yoğun bt hayatım var.”
Haftada iki veya üç kere yalnızca 20 dakika ayırarak epeyce yol kat edebilirsiniz. Diğer Taraftan hareket ederken kendinizi daha genç ve etkin hissedersiniz. Faydalannı görmeye başladıktan sonra bunu alışılmışlık haline getirmek ve jurnal programınızda egzersize yer parçalamak fazla daha kolay olacaktır.
“Benim gereksinim duyduğum şey rahatlamak.”
Alıştırma tam da gevşeme ihtiyacınızı karşılayacak şey olabilir. Bu Vesile Ile günlük problemlerden uzaklaşıp üzerinizdeki stresi azaltacaksınız. Yaptığınız egzersizden sonradan, kendinizi sıcak, rahat ve açılmış hissedeceksiniz. Henüz egzersizi bitirmeden önce bile, bunun gevşetici etkisini ayrım edeceksiniz. Son dönemde yapılan araştırmalar, egzersizin depresyona da iyi geldiğini göstermiştir. Keza çalışma yaptığınız günler daha iyi uyuduğunuzu da fark edeceksiniz.
“Egzersizin üstünlük sağlaması için, canımı yakması gerekmez mi?”
Hayır! Eğer canınız yanıyorsa, kendinizi çok zorluyorsunuz demektir. Acı hissediyorsanız, durun. rahatsız edici şekilde nefessiz kaldığınızı hissediyorsanız, yavaşlayın ya da egzersizi sonlandırın.
“Artık benim için çok geç, benden geçtir
Katiyen fazla geç değildir. Cümbür Cemaat halihazırdaki durumundan daha zinde olabilir. Yaşınız ne olursa olsun, kendinize uygun bir alıştırma bulabilirsiniz. Hareket etmekten ne kabakımlı uzaksanız, başladıktan sonra bunun faydasını o kadar çabuk görürsünüz.
“Kalbim için zararlı yok mi?”
Tam tersine, çalışma kalbinizi korumaya asistan olur. Alıştırma yaptığınızda kaslannız normalden daha fazla oksijene gereklilik duyar; kalbiniz de gereken oksijeni taşıyacak kanı pompalayabilmek için daha çabuk çarpar. Fakat düzenli olarak egzersiz yaparsanız, kaslarınız oksijeni kullanma konusunda gelişir, kalbiniz de her atışta daha pozitif kan pompalar. Bu durumda kalbinizin eskisi değin süratli atması gerekmez. Zindeleştikçe, kalbinize yüklenmeye gerek kalmadan daha ağır egzersizler yapabilirsiniz. Ahenkli egzersiz yapmanın başka faydalan da vardır. Egzersiz, yüksek tansiyonun teftiş edilmesine de yardım edebilir. Damar tıkanıklığı ve kalp krizi geçirme riskini azaltır.
“Ben sporcu değilim.”
Spor yapmayı sevmiyorsanız bile, yapabileceğiniz çok öbür aktiviteler olabilir. Mutlaka hoşunuza gidecek bir şeyler bulabilirsiniz. Sizin için yerinde olanı bulana kadar ayrı türleri deneyin. Unutmayın, yürüyüş bir egzersiz türüdür.
“Fazla utanıyorum.”
Utanma duygusunun sizi çalışma yapmaktan alıkoymasına müsade vermeyin. Somurtkan halde, kendinize büyük bir adaletsizlik yapmış olursunuz! Halk ne kadar yaşlı ve şişman olurlarsa olsunlar, çalışma yapmaktan zevk alabilirler. Kendinize yerinde bir egzersiz seçtiğiniz takdirde, utanmayı bırakacaksınız.
“Ya bir tarafım burkulursa…”
Bu nesil durumlar ancak kendinizi çok zorlarsanız başınıza gelir. veya ara sıra fazla ağır egzersizler yapar, bazen de hiç hareket etmezseniz. Egzersize hafif düzeyde başlar ve dozunu yavaş yavaş arttınrsanız, burkulma ve stres oluşma riski düşer. Diğer Taraftan alıştırma, kaslannızı kuvvetlendireceği için sizi yaralanmalardan da korur. Kaslar kullanılmadığında zayıflar ve erir; mesela kınlan bir ayak alçıya alındığında o bacaktaki kaslar zayıfladığı için but incelir. Normalden daha fazla kullanılan kaslarsa güçlenir.
“Eğer ahenkli hale getkemiyorsam devam etmemim ne anlamı var?”
Egzersizden üstünlük bakmak için önemli şekilde antrenman yapmanız, kendinizi çok sıkı bir forma sokmanız ya da rekabet gerektiren sporlara girişmeniz gerekmez. Haftada yalnızca iki veya üç kez, yalnızca 20-30 dakikalık bir yürüyüş bile size büyük fayda sağlayacaktır.
Bu tur şeyler için fazla şişmanım”
O zaman siz, özellikle de kuvvet arttıncı hareketler söz konusuysa, düzenli egzersizden en başta faydalanması gereken kişisiniz. Egzersiz yaparak kalori yakıt ve kilonuz üzerinde teftiş kazanacaksınız. Aldığınızdan daha artı kalori yakarsanız, vücudunuz kendi enerji depolannı kullanmaya ve yağlannızı eritmeye başlar. Bazı metabolizmalar, egzersize son verdikten sonradan da -kimi vakit 24 saat kadar- normalden daha fazla kalori yakmaya devam ederler.
0 yorum:
Yorum Gönder