Medikal Saglık ve Hastalıklar Saglık vede Fıtness uzreine bir blog.

Cumartesi, Mayıs 14, 2016

Şeker Hastalarının Yaşamı...






İnsanların, şeker hastalığı olduğunuz haberini nasıl karşılaya­cağını, öğrendiklerinde nasıl bir tepki göstereceklerini me­rak edebilirsiniz. Tabii oysa farklı ilişkilerde bambaşka sorunlar yaşanabilir. Ancak bu bölümde insanlarla etkileşimi en ve­rimli hale getirmeyi, başkalarının yaptığı yorumlarla başa çıkmayı, diyabetli biriyle yaşamayı ve diyabetli çocukların bakımını ele alacağız.

Aileniz
Aileniz ve dostlarınız, diyabet olduğunuzu ilk anlataca­ğınız kişilerdir; sorununuzla başa çıkmaya çalışırken en büyük manevi yardım ve yardımı onlardan alırsınız. Birçok insan gibi onlar da diyabet hakkında fazla bir şey bilmiyor olabilirler ama öğrenmeye hevesli olduklannı gördükçe, bil­diklerinizi onlara aktaracaksınız. giderken kendinizi, aile­nizin bir yakınının “şekeri olan” bir tanıdığı hakkında ya-nm yamalak hikâyeler dinlerken bulacaksınız.
Aile içinde mutlaka üstünde durulacak konulardan biri nasıl besleneceğinizdir! Eşiniz veya aileniz neler yiyebile­ceğinizi, nelerden uzakta durmanız gerektiğini öğrenmeye çalışacaktır. Doktorunuzun vereceği diyet, doğrusu dinç beslenmek isteyen herkesin uyması gerekenleri içereceği için, size özel bir ayarlama yapmalarına lüzum bile kalma­yabilir. Bakarsınız, size üçgenin taban olmayan kenarı uydurmak için onlar da sağ­lıklı beslenmeye başlayabilirler!
Önceden yaptığınız bir takım işleri eşiniz ya da çocuklannız üstleneceği için, aile fertlerinin sorumluluklannda değişik­likler olabilir. Bu koşul, aile içinde minik sürtüşmelere yol açabilir; özellikle de bazı kişiler herkesten fazla yükümlülük aldıklarını düşünüyorlarsa. Laf konusu tayin değişiklikle­rinin, bütün bireylerin karşılıklı kararıyla ve yavaş bir geçişle ya­pılması sorunlan engelleyebilir. Aynca beklentileriniz ko­nusunda da gerçekçi olmalı, aile fertlerinin yeni sorumluluk sahibi­luklarına alışmalarının süre alacağını unutmamalısınız.
Kaç yaşında olurlarsa olsunlar, çocuklar aileden birinin kronik bir hastalığa yakalanması konusunda hassastırlar. Olanları merak etmeleri ya da korkmalan halinde, onlan soru sormaya teşvik etmeli, sorularına dürüst ve açık ce­vaplar vermeli ya da fazladan veri aktarmalısınız.

Dostlarınız ve Meslek Arkadaşlarınız
Teşhisten önce son derece iyi anlaştığınız bazı dost-lannız, diyabet olduğunuzu öğrendikten sonradan, beklediğiniz desteği göstermeyebilirier. Kimilerinin soğuk davranışlan sizi şaşırtıp incitirken, bazı arkadaşlannız da daima size destek verecektir. Eskisinden ayrı olarak, diyabetten son­ra arkadaşlarınızdan bazı konularda destek istemeniz gere­kebilir. Bu şart, enerjik görünen dostluklan yıpratabilir.
Arkadaşlarınızla ilişkilerinizde yaşadığınız sorunlarla nasıl başa çıkabilirsiniz? Dostlarınız veya iş arkadaşlannız bu durumdan ilk elden etkilenmedikleri için, sizin neler yaşadığınızı iyice anlamayabilirler. Kimileri konuya alaka duyarak daha fazla şey öğrenmek isterken, bazılan da sahip olduklan azıcık bilgiyi bile hatırından çıkmak ister gibi görü­nürler. giderken, arkadaşlarınızın umulmadık tepkileri­nin ardında fazla öbür nedenler de yatabilir. Size ilgi gös-termeyip soğuk davranan dostlannız, şayet de ne söyleye­ceklerini bilmedikleri için böyle yapıyor olabilirler. Duy­dukları nefret edilen şey üzerlerinde pek büyük baskı oluşturur oysa, sizinle birlikte edinmek bile baskı gelebilir. Öteki yandan, bir takım dostlarınız da fazla asistan -hatta artı yardımcı- bir konuşma sergileyebilirler. Yalnız kalmak istediğiniz anlarda bi­le sizi bırakmayanlar, aralıksız nasıl olduğunuzu, bir şeye ihtiyacınız olup olmadığını soranlar, ola ki de buna lüzum­sinim duyduğunuzu düşünüyor olabilirler.
Dostluklar, hatalı anlayış ve belirsizliklerden hasar gö­rebilir. böylece esas kuralları her tarafta belirlemelisiniz. Nasıl olduğunuzun sorulmasından hoşlanıyorsanız, arkadaki­daşlarınızın bunu bilmesini sağlayın. Eğer bu denli yakın bir ilgi istemiyorsanız, bunu da onlara yerinde bir dille lahza­latın. Arkadaşlarınızın, değişen duygularınızı anlamaları kuvvet olabilir. böylece onlara karşısında açık olun. Sizinle ko­nuşmak istedikleri sırada müsait değilseniz bile, yerinde ol­duğunuzda durumunuzu onlarla paylaşacağınızı ifade edin. Eğer “soru işaretlerini” ortadan kaldınrsanız besbelli pozitif bilinmeyen şey kalmayacak ve ilişkileri negatif yönde etkileyen “ne yapacağını, ne söyleyeceğini bileme­me “nin yol açtığı tedirginlik azalacaktır.

Sıhhat uzmanları
Tedaviye inancınızı, büyük oranda, sizinle ilgilenen sağlık uzmanlarıyla aranızdaki ilişki belirleyecektir. Hürmet, güven ve dürüst bir ilgiye dayalı ilişkiler, iki taraf aralarında­ama açık ve içten iletişimi kolaylaştırır. Doktorunuzla ara­nızda iyi bir iletişim varsa, diyabetle ilgili korku ve endişe­lerinizi ifade etme konusunda kendinizi psikolojik açıdan güvende hissedersiniz. Hem güven ve saygıya dayanan bir ilişkide, sağlık durumu uzmanlarının nasihat ve telkinlerine da­ha fazla layık verirsiniz.
Bu cins ilişkilerin kurulması uğraş ve istikrar gerektirir. Tedavinizi üstlenen uzmanlarla kuracağınız ilişkide kendi­nizi kuytu hissetmeniz o kadar fazla etkene bağlıdır; sizin kişili­ğiniz, sağlık durumu uzmanlarının kişiliği ve uygulanan tedavinin türü bunlar arasındadır. “Beni dinliyorlar mı?”, “Umursu-yorlar mı?”, “Üzüntü ve önceliklerimi anlıyorlar mı?”, “Di­yabet konusunda ne dek tecrübeliler?” gibi sorulara ver­diğiniz cevaplar, tedaviye ve sağlık ekibine duyduğunuz güveni gösterir.

Hasta-Doktor Uyumu
Şeker Hastalığı tedavisinde doktorun uzmanlığı ve yaklaşımı kadar, hastanın eğitimi ve sürece katılımı da önemlidir.
Doktorunuz; hastalığınız, bunu nasıl çare edileceği ve potansiyel sonuçlan konusunda bilgi sahibidir. Siz ise ken­dinizi ve hayat biçiminizi en iyi haberdar olan birey olarak, hangi te­davi şeklinden daha fazla menfaat göreceğinize karar vere­cek en kayda değer kişisinizdir. Şeker Hastalığı, yaşam tarzınızdaki de­ğişikliklerden fazlaca etkilendiği için, durumunuzun far­kında olmanız, etkin bir çare programının geliştirilmesi için son derece önemlidir. Hasta-hekim ilişkisinde iki tara­fın da kendi uzmanlık alanı açısından eşdeğer derecede sorum­luluğa sahip olması, hakiki bir ortaklığı mümkün kılar. Ne var ki bu ortaklığın yürümesi için, her iki tarafın da, diğe­rinin inisiyatifinde olan konularda karşısındakine hürmet duyması gerekir. Bu tür bir işbirliği, şeker hastalığı tedavisine öz­güdür ve alışkın konsültasyon (us alışverişi) tarzından oldukça farklıdır.

Konsültasyon
Sağlığınızla ilgilenen kişilerle aranızdaki iletişimin bü­önem bir bölümü klinikte geçtiği için, klinik ziyaretlerinizi olabildiğince bereketli ve işinize yarar hale getirmeye çalış­malısınız. Çoğumuz doktorun yanından çıktıktan sonradan, aklımızdaki fazla önemli sorulan sormayı unuttuğumuzu fark etmişizdir. Bu şart, epeyce can sıkıcıdır. Aşağı­fakat ipuçlan hekim randevulanndan en iyi sonucu almada size yardımcı olacaktır.
Liste Yapın. Her randevudan önce, doktora sor­mak istediğiniz soruların listesini yapın. Aklınıza takı­lan bir soru veya öğrenmek istediğiniz bir şey oldu­ğunda hemen bir yere not edin. Bir Takım kişiler, akıllarına takılan soruların fazla değersiz ya da aptalca olduğu­nu düşünüp sormaya çekinirler. Ancak tedavinizle ilgili bütün detayları öğrenmek için, istediğiniz soruyu sorma konusunda kendinizi gizli hissetmelisiniz. Siz rahat olduğunuzda doktorunuzun gereksinim duydu­ğunuz bilgiyi aktarması da kolaylaşacaktır. O Cevapları dinleyin. Sorularınız cevaplanırken dinleyin. Söylenilen veya tanımlama edilen her şeyi aklınız­da tutamayacağınızdan endişeleniyorsanız not alın. İsterseniz randevuya bir yakınınızı da götürebilirsiniz. Gerçekten doktor randevuları esnasında yanınızda bir yakınınızın olmasında üstünlük vardır. Bilhassa gergin ya da heyecanlı olduğunuzda, doktorun anlattıkları­nı aklınızda tutamamanız çok normaldir. Manâlı bil­gilerin kaybolmaması açısından, “bir çift kulağın” daha yanınızda bulunması size kolaylık sağlayacak­tır. Ayrıca yakınınızdan aldığınız destekle üzerinizde­ama baskı kalkar ve kendinizi daha kuytu hissettiğiniz için doktorla daha etkin bir röportaj yaparsınız.
Tedaviden hoşnut kalma
Hekim ya da diyetisyen, sağlığınızla ilgilenen uzmanla-nn size söylediklerini anlamanız son derece önemlidir. böylece muğlâk konuştuklarında veya anlamadığınız tıbbi terimler kuUandıklannda, bunu mutlaka açıklama edin. tatmin edici tedavi için, iyi iletişim mutlak bir ihtiyaçtır. Yapılan çoğu egzersiz, tedaviden duyulan memnuniyetin konsül­tasyon esnasında söylenilenlerin iyi anlaşılmasıyla ilgili olduğunu göstermiştir. Çünkü iyi belli ki talimatların hasta tarafından dürüst uygulanma ihtimali çok daha yük­sektir. Hasta ile hekim veya beslenme uzmanı arasındaki iletişi­min cılız olması tedaviden memnuniyetsizliğe, verilen tavsiyeleri yerine getirmemeye hatta daha sonraki rande­vulara gitmemeye yol açabilir.

Kasıt tespit
Şeker Hastalığı tedavisinde başlıca kasıt, alınacak her kararda si­zin de fikrinize uygulamak, rahatsızlık üzerindeki kontrolü­nüzü arttırmak ve sağlıklı bir yaşam sürdürmenize yar­dımcı olmaktır. Böylece tedavinin her aşamasında bir se­çim yaptığınızı ve kontrolün elinizde olduğunu hissedersi­niz. bu nedenle, belirtilmiş hedefleri olan, beraberce üstünde görüşüp anlaştığınız ve size uygun bir biçim ve dilde oluş­turulmuş bir çare planının olması son derece önemlidir.
Maksat tespit, belli başlı beklentilerin dayatılması ye­rine, bireyin kendisine sunulan seçenekler arasından ter­cihte bulunmasına dayalı bir yol olarak görülebilir. Hayatı­mızda manâlı şartların değişmesi yaptığımızda bir şeyler kaybeder (zarar) ya da kazanınz (kâr). Bir sorunu çözmenin bize sağlayacağı fayda, onun için bir davranışımızı değişiklik­nin getireceği zarardan fazlaysa, o değişikliği yapanz. Muhakkak bir hedefin bir sorunu çözmek için yerinde olduğu kararı, sa­dece o sorunu yaşayan kişinin yardımıyla verilebilir.
Sonucun başarılı olması için hedefleri sizin belirlemeniz gerekir. Aynca amaç, açıklanmış bir sorunu çözmek için nelere gereklilik duyduğunuzun bir ifadesi olmalıdır. Kendi oluştur­duğunuz hedefleri bütün anlamıyla sahiplenmelisiniz. Ancak şuna dikkat etmelisiniz; insan ara sıra fazla açgözlü davranıp ulaşılması şiddet hedefler koyarak kendisini zorlu bir işin içi­ne sürükleyebilir. Bu hususta dengeli bir tavır izlemelisi­niz. Aynca doktorunuzla, verdiğiniz kararların avantaj ve dezavantajlarını iyice anlamaya yönelik görüşmeler yapmalısınız. neticede, kendi tedaviniz konusunda yaptığınız seçimlerden siz sorumlusunuz ve tercihlerinizin kontrolü ayrıntılarıyla sizin elinizde.

İnsanların diyabetle ilgili olağandışı yorumları “Kendine iğne yapmaya nasıl katlanıyorsun?”
“Hastalığın bulaşıcı mı?”
“Eski günlerini özlüyor olmalısın!”
“Muhakkak senin tam yerinde olmak istemezdim.”
“Bugüne kadar yediklerine dikkat etseydin, acilen çok daha iyi bir durumda olurdun.”
“Korkunç görünüyorsun!”
Bunu duymak çok can sıkıcıdır. Doğrusu de kendinizi kötü hissetseniz bile, birinin gelip size bunu hatırlatmasını istemeyebilirsiniz. îyi niyetle söylenmiş olsa bile, böyle bir cümleyi işitmek insana hakaret gibi gelebilir.
“Şeker Hastalığı ne demek?”
Bir Takım halk müziği fiilen diyabetin ne olduğunu bilme­dikleri için böyle sorular sorabilirler. Karşıdaki insanın si­zinle samimi olarak ilgilendiğini düşünüp ona durumunu­zu ve diyabetin sizi nasıl etkilediğini uzun uzadıya anlata­bilirsiniz. Ne var oysa bu soruyla yirminci defa karşılaşıyorsa­nız, aynı şeyleri anlatmaktan ikrah getirmiş olabilirsiniz.

Tolere edilebilir yorumlar
İnsanların söylediği böylece fazla şey, sağlığınızla ilgili sami­mi endişelerinden kaynaklanıyorsa da, sizin açınızdan ki­nci olabilir. Bazı kişilerse fiilen ilgisizce konuşur­lar. Manâlı olan, bu tür tuhaf yorumları kendinizi bezginlik­ya sokmadan karşılayabilmeyi öğrenmektir.

Diyabetli biriyle yaşamak
Diyabet gibi kronik hastalıklar, sadece bunu taşıyan ancak­şiyi yok, onun yakınlarını da etkiler. Hastanın aile fertleri, keza durumdan en fazla etkilenen diğer kişiler, hem de hastaya en fazla destek etmesi gerekenlerdir.
Hastalıklar ilişkilerde birtakım değişikliklerin olmasını gerektirir ancak bu şansın dönmesi defalarca iyi yönde ol­mayabilir. Eğer diyabeti olan biriyle yaşıyorsanız bu kişi­yi, hatta kendinizi daha ayrı görmeye başlayabilirsiniz. Olur Ya diyabeti olan yakınınızın bundan böyle daha kırılgan bir inşa­ya sahip olduğunu düşünebilirsiniz. Hatta onun durumun­dan dolayı kendinizi suçlu hissedebilirsiniz. Ola Ki de şim­diye kadar ona bağımlı bir hayat sürdürmüştünüz, lakin bundan böyle siz, onun sorumluluklarının bir kısmını üstlenmek durumundasınız.
Diyabet ve tedavisi hakkında veri edinerek, yakınınıza koskocoman bir yardımda bulunabilirsiniz. Böylece ona des­tek vermiş ve gerçek bir kavrama göstermiş olursunuz. Bil­gi sahibi olduğunuzda, bilinmezlikten doğan korkulan da daha aşağı edebilir, yaşadıklarınızın oluşturduğu kafa kanşıklığım ortadan kaldırabilirsiniz.
Aynca ona desteğinizi tedavisinin bir takım kısımlannda ya­nında yer alarak gösterebilirsiniz. Mesela egzersizlerini yaparken ona katılabilir ya da beslenme alışkanlığınızı de­ğiştirerek kendisini “farklı” hissetmesini engelleyebilirsi­niz. Dahası bu durumda, o da kendisini bir tartma olarak gör­meyecek ve sizi nefis yemeklerden mahrum bıraktığını düşünmeyecektir.
Diyabeti olan biriyle yaşamak zorlama olabilir. Halden Anlayan olup yardım vermeniz şüphesiz çok önemlidir. Ne var ancak pozitif ileri gidip ona “acırsanız”, kinci olabilirsiniz. Amacı­nız, diyabetli yakınınızın hayatını olabildiğince olağan kıl­mak olmalıdır. Siz olsaydınız kendinize nasıl davranılma-sını isteyeceğinizi düşünerek, aşın korumacı ve fazla kayıtsız tavırlardan kaçının. Yakınınızın neye ihtiyacı olduğunu anlamaya ve ona kadar davranmaya çalışın. Armoni sağla­manın anahtarı, iyi bir iletişimdir.
bu vesileyle kendinizi de ihmalkârlık etmeyin. Eğer siz iyi ol­mazsanız, başkalan için de kuvvetli bir duruş sergileyemez­siniz. Diyabetin fiziksel olarak sizi etkilemediği bir reel, fakat mutlaka psikolojik açıdan siz de yıpranıyorsunuz. Di­yabetli yakınınızın yaşadığı duyguları ve hayat biçimin­deki değişikliklerin birçoğunu siz de yaşıyor olabilirsiniz ama olaylar sizin başınıza gelmiyor; her şey çevrenizde olup bitiyor. böylece kendinize vakit ayırmayı unut­mayın. Zinde ve sağlıklı olduğunuzda, diyabetli yakınını­za daha fazla tezgâhtar olabilirsiniz.

Diyabetli çocuklar
“Oğluma diyabet teşhisi konulduğunda, ‘Bu rahatsızlık niçin beni yok de oğlumu buldu! ’ dedim. Suçluluk duy­gusu, öfke, keder tümü bir aradaydı. Yarı ‘dinç ’ çocu­ğumu kaybetmişim de yerine bir başka biri gelmiş gibiydi.”
Diyabetli çocuklar ve gençler maddi, hissi ve sos­yal gelişimin bütün sıradan baskı ve sevinçlerini yaşarlar. Anne, baba, kardeş ve yakınlarının ilk teşhisten itibaren, çocukluktan ergenliğe geçişte onlara yiğitlik ve umut ver­mesi önemlidir.
Bir çocuğa diyabet teşhisi konulduğunda, aileye çocu­ğun günlük bakımı ve tedavisi konusunda karar verme gi­bi kritik bir görev düşmüş olur. Teşhisin derhal gerisinde, kan şekeri seviyesindeki büyük dalgalanmalan durdurmak üzere, ailenin jurnal insülin iğnelerini yapma, çocuğun beslenmesini ve maddi aktivitelerini eşitleme sorumluluk sahibi­luğunu üzerine alması gerekir. Söz konusu dalgalanmalar, çocuğun alışılagelmiş yükselme ve gelişmesini engelleyebilir. Çocuğun kan şekeri seviyesinin sıkça izlenmesi, insülin ile gıda ve aktiviteler arasındaki hassas dengenin durumunu görmek için de gereklidir. Bu karışık jurnal rejimin, ço­cuğun gelişimini ve aile hayatının her yönünü etkilediği; iyi bir hissi adaptasyonun, şeker seviyesinin teftiş altı­na alınmasında manâlı rol oynadığı ortaya koyulmuştur.
Anne babalar, sıklıkla çocuklannın hastalığı ile mücade­lede güçlük yaşarlar. bu nedenle çocuğu peşine düşüp takip eden doktor­la iyi bir iletişim ve armoni içinde olmalan son derece yük­lidir. Çok ufak çocuklann aileleri için hazırlanan eğitim malzemeleri, anne babalara bu konuda destek verebilir. Di­yabetin böylece hemencecik “kaybolmayacağı” gerçeğini kabullen­mekle birlikte, diyabet yönetiminin ailenin tüm hayatına etken olmamasına dikkatli olmak gerekir. Çocuğu sanki böyle bir hastalığı yokmuş gibi nezaket etmek ve yönlendir­mek gerekir. Diyabet teşhisi her zaman olumsuz yönden değerlen-dirilmemelidir. Halk Müziği yalnızca her şey iyi gidiyorken de­ğil, zorluk zamanlannda da olgunlaşır ve gelişirler.
Mektep ortamı, kendine güven ve sosyal yeteneklerin ge­lişmesi açısından pek fazla fırsat sunduğu için, diyabetli ço­cuğun okul aktivitelerine olabildiğince eksik kısıtlamayla ka­tılması ve bayağı bir okul dönemi geçirmesi önemlidir. Ço­cuk, diyabetli olmasına rağmen, “hasta” ya da “anormal” olmadığını anlamalıdır. Okul aktivitelerine yeralma, çocu­ğun arkadaşlarından ayrı olduğu hissini en üye indirme­ye takviye eder. Unutmayın ki çocuğu cisim eğitimi der­sinden ya da okul gezilerinden men etmek, onun “ayrı” olduğunu vurgular ve çocukta bir çeşitlilik aşağılık kompleksi ve güvensizlik oluşturabilir.
Yapılan son çalışmalar, diyabet tedavisi ve özbakım ko­nusunda daha pozitif yükümlülük bölge çocuk ve ergenlerin, bakımlarını anne babanın üstlendiği çocuk ve ergenlere tarafından tedaviyle ilgili daha artı kusur yaptıklannı ve kan şe­keri seviyelerini başanlı bir biçimde yoklama altında tuta­madıklarını göstermektedir. Bu incelemeler, okul dönemi baştan başa anne babanın diyabet bakımından sorumluluk sahibi olma­sının gerekliliğini açık bir şekilde göstermektedir. Her aile, çocuğunun mizacına ve çocukla ne değin beraber olundu­ğuna dayanarak kendileri için uygun ekip çalışmasını (lahza-ne/baba-çocuk) tespit etmelidir.
Hekim veya beslenme uzmanı de, beklentiyi “çocuğun bağım­sızlığı” olarak yok de “karşılıklı yükümlülük” olarak tanımla­makla; anne babanın tedavideki etkin rolünün çocu­ğun/ergenin gözünde daha mantıklı hale gelmesine takviye­cı olabilir. Buradaki açık mesaj, şeker hastalığı yönetimine dair görevlerin, ergenin normal karşılanması gereken bağım­sızlık elde etme güdüsünden “korunması” gerektiğidir.

0 yorum:

Yorum Gönder

Sosyal Ağlar

Twitter Facebook Google Plus LinkedIn RSS Feed Email Pinterest

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İLARİS MEDİKAL. Blogger tarafından desteklenmektedir.

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Yandex

Yandex.Metrica

Kategoriler

Copyright © İLARİS MEDİKAL | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com