Medikal Saglık ve Hastalıklar Saglık vede Fıtness uzreine bir blog.

Pazar, Nisan 09, 2017

Uyku Bozuklukları Ve Cinsellik


Son aylarda cinsel isteksizlik, sertleşme bozukluğu ve orgazm olamama sorunları yaşıyorsanız, ivedi sinirleniyorsanız, sabahtan bitap uyanıyor, stres, hafıza kaybı ve konsantrasyon bozukluğundan çoğu kez yakınıyorsanız aşağı yatan niçin bir uyku bozukluğu olabilir. Cinsel işlev bozukluklarından depresyona, trafik kazasından iş kazasına, hipertansiyondan çarpıntıya dek birçok şikâyetin temelini yaratıcı uyku bozuklukları hakkında; basın açıklamalarıyla ülkemizde gündem yaratan Cinsel Tıp Enstitüsü "Uyku Bozuklukları ve Cinsellik Anketi" adıyla bir anket çalışması yaptı.

Uyku Bozuklukları Yaygınlaşıyor

Cinsel isteksizlikten ereksiyon problemlerine, trafik kazalarından iş hayatında başarısızlığa değin yaşamın öyle çok alanını olumsuz etkileyen ve dissomniya adı verilen uyku bozukluklarının her geçen gün yaygınlaştığını ve değişik tiplerinin olduğunu söyleyen Cinsel Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe; "Ilk uykusuzluk (insomnia), ilk hipersomnia (fazla uyuma), narkolepsi (gündüz aşırı uykulu olma), horlama, uyku-apne sendromu (uykuda 10 saniye ve üstünde solunum durması), sirkadiyen ritm uyku bozukluğu (istenilen ve gerçekten uyunan uyku dönemleri arasındaki düzensizlik), gecikmeli ve değişen vardiya tipi uykusuzluk, nokturnal myoklonusta (bacakların hareketli olduğu sık uyanmalı ve dinlendirmeyen uyku), huzursuz etap sendromu (etap hareketlerinin uyumaya engel olması) ve kleine-levin sendromu (genç erkek hastalarda birkaç hafta süreyle aşırı uyuma, sadece aralarda oburca yemek yemek için uyanma, fazla cinsel faaliyet ve saldırganlık durumu) uyku bozukluklarının tipleridir.

Sağlıklı Uyku Nedir?

Sağlıklı uykunun tanımının saat üzerinden yapılmasının yanlış olduğunu söyleyen Cinsel Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe; "Çünkü bir takım kişiler için 5-6 saatlik uyku tatmin edici olurken, bazı kişiler ise normalde 10-12 saat uyku uyurlar. Dinç uyku etkin ve teskin edici olan bir uykudur. Etkin uyuyan birey uyandığında kendini cinsel olarak arzulu, güçlü, formda ve yeni bir günü yaşamaya hazırlanmış hisseder. Bu açıdan bakıldığında her gece sıradan 8 saatlik (6 ila 9 saat arasında) bir uyku normal sınırlarda kabul edilmektedir" dedi.

Uyku Bozuklukları Cinsel Sorunlara Yol Açıyor

Uyku bozukluklarının cinsel sorunlara neden olduğunu söyleyen Cinsel Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe; "Uykusuzluk, horlama ve uyku apne sendromu adı verdiğimiz uykuda nefes almanın kısa aralıklarla durması durumlarında; ilk kez cinsel isteksizlik, sertleşme bozukluğu, orgazm olamama edinmek üzere cinsel işlev bozukluklarına sık rastlanmakta ve cinsel ilişkide başarıyı olumsuz etkilemektedir. Oysa yumurta tavuk hikâyesinde olduğu gibi, cinsel sorunların da kafaya takılması kişide uykusuzluğa yol açabilir. Çünkü cinsel sorunlarla birlikte var olan uykusuzluk, bu sorunların çözümüne karşın bir refleks mekanizmasıdır. Kişi kafasına takmadığını düşünse bile cinsel sorunlar, gün içinde farkında olunmadan zihni meşgul eder ve bu meşguliyet uykudan hemen önceki zamanda daha da büyür, sorunlar su yüzüne çıkar ve uykuyu negatif etkiler" dedi.

Cinsel Gücün En Büyük Düşmanlarından Biri Derme Çatma Uyku

Uykusuzluk, horlama ve uyku apne sendromu olanlarda kandaki oksijen seviyesinin düştüğünü iddia eden Cinsel Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe; "Kandaki oksijen seviyesinin düşmesi gün içinde halsizlik, konsantrasyon bozukluğu ve takâtsizlik yaptığı gibi, cinsel fonksiyonların da yeterince yerine getirilememesine niçin olmaktadır. Enstitü olarak yaptığımız incelemeler ve anket çalışmaları; uykusuzluk, horlama ve uyku apne sendromu olanlarda dolaşımdaki testosteron miktarının azalmasıyla ve stres hormonlarından kortizol salınımının artmasıyla ilişkili olarak cinsel sorunların meydana gelebileceğini ortaya koymuştur. Bilindiği gibi testosteron ayrıca erkeklerde ve hem de kadınlarda cinsel istekten sorumlu olan bir hormondur ve kandaki düzeyi başka uykusuzluk, stres, anksiyete, depresyon, evlilik sorunları, iç çatışmalar gibi duygu durumdaki değişikliklerden etkilenir. Yani cinsel gücün en büyük düşmanlarından biri düzensiz uykudur" dedi.

Erkekler Daha Fazla Etkileniyor

Uykusuzluk, horlama ve uyku apne sendromunun erkekleri kadınlara kadar cinsel fonsiyonlar açısından daha pozitif etkilediğini açıklayan Cinsel Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe; "Sertleşme problemi çoğunlukla cinsel ilişkiyi imkânsız ve doyumsuz kıldığı ve erkeklerin cinsel ilişkiye faal olarak katılımları beklendiği için, erkekler kadınlara tarafından daha pozitif hekime başvurma ve takviye arayışına girme eğilimindedirler. Ayrıca erkeklerin kadınlara kadar daha artı vardiyalı çalışmaları da uyku düzenlerini bozan bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır" " dedi.

Horlama Nedir?

Normalde uyku veya uyanıklıkta solgun alıp verirken duyulabilir bir ses olmadığını söyleyen Cinsel Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe; "Ancak bir takım insanlarda, horlama adını verdiğimiz, uyku esnasında epeyce şamatacı benzi atmış alıp verme söz konusudur. Horlama yeni doğan bebekten ileri yaştaki insana değin herkeste olabilir. Keza aşırı yorgunken, alkol ve sigaranın fazla kullanıldığı günün gecesinde üstteki hava yolunda daralma artacağından, sağlıklı insanda da geçici horlama olabilir. Fakat kişiyi ve yakınlarını rahatsız eden, haftanın yarısından fazlasında, gecenin manâlı bir kısmında olan horlama adi değildir ve tedavi edilmelidir. Şişman insanlarda, çenesi ufak veya geride olanlarda, geniz eti ve bademcikleri büyük olanlarda üstteki hava yolunun genişliği az olduğundan horlamaya daha sık rastlanır. Horlama sırt üstü yatarken daha fazla olur. Uyku apne sendromu adı bahşedilen uykuda solgun durması; horlayan insanlarda ve bilhassa erkeklerde çoğunlukla birlikte görülür. Horlama, uykuda nefes durmasının başkaları tarafından gözlemlenmesi, cinsel işlev bozuklukları, uykudan boğulma hissi ile uykudan kalkma, gündüz uykululuk hali, teskin edici uyku uyuyamama, horlama ve uyku apne sendromunu düşündüren şikâyetlerdir" dedi.

Yaşlandıkça Uykusuzluk Artıyor

Yaş ilerledikçe uyku bozuklukları, horlama ve uyku apne sendromunun daha fazla ortaya çıktığını bahis eden Cinsel Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe; "İlerleyen yaşla birlikte millet eskiye oranla hareketsizleşiyor, daha az yoruluyor, çocukların evden ayrılmasıyla yalnızlaşıyor ve yılların negatif birikimlerinden nedeniyle uyku saatleri kaymaya başlıyor. Yaşla birlikte, öncelikle diyabet, hipertansiyon, kolesterol yüksekliği ve kullanılan ilaçlardan nedeniyle cinsel fonksiyonlarda azalma oluyor. Bu ikisi birleştiğinde ilerleyen yaşla birlikte uykusuzluk ve beraberinde cinsel işlevlerde bozulmalar daha sık görülüyor. Ayrıca yaşlandıkça daha pozitif görülmeye başlayan artı uyuma eğilimi de cinsel fonksiyonlarda indirekt olarak bozulmalara yol açabilir. Çünkü pozitif uyuyunca ceset gerginlik hormonu olan kortizolu fazla pozitif salgılar. Kortizol salgısı artınca da kilo artışı olur, gövde hantallaşır ve hareketler zorlaşır. Bu da öncelikle maddi ve zihinsel fonksiyonlar almak üzere cinsel fonksiyonları da negatif yönde etkiler" dedi.

Uyku Bozuklukları Yaşam Kalitesini Düşürüyor

Kişinin içinde bulunduğu suçluluk, stres ve kaygı gibi yaşantıların uykunun başlangıcında beklenen gevşemeye engel olduğunu söyleyen Cinsel Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe; "Yaptığımız anket çalışmasında ve araştırmalarımızda, uykusuzluğu olan insanların cinsel işlevlerinde, jurnal yaşamlarında ve genel sıhhat alanlarında daha çok sorunları olduğunu gördük. Artan Bir Şekilde hayat kalitelerinin düştüğünü ve daha fazla takviye aramaya yöneldiklerini gözlemledik. Yani Türk halkının yaklaşık %80 i hayatının bir döneminde uyku bozukluğu problemiyle karşılaşmış, %40’ı haftanın birkaç gecesi istediği gibi uyuyamamış, %80’ı uyku bozuklukları sonrası cinsel işlevlerinde bozulmalar yaşamış, %50 i ise horluyor ve %80’i horlamayı olağan bir koşul kabul ediyor" dedi.

Uyku Bozuklukları İçin Altın Gibi Öğütler

Uyku bozuklukları nedeniyle meydana gelen cinsel sorunların alın yazısı olmadığının altını çizen Cinsel Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe; uyku bozukluklarıyla birlikte cinsel sorun yaşayanlara değişik önerilerde bulundu: "Uykunuzu düzenli bir şekilde almaya çalışın. Elinizden geldiğince aynı saatte uyuyup benzer saatte kalkmaya çalışın. Yatmadan bir süre önce banyo yapın. Ilık bir banyo veya ılık bir süt uykuya dalmanızı kolaylaştırabilir. Yatma zamanına yakın ağır yemek yemeyin. Beslenme saatleriniz düzenli olsun, aç yatmaktansa hafif bir şeyler yiyerek uyuyun. Kahve, nehir, kola uykuya dalışı zorlaştırdığından, alkol ise uykuya dalışı kolaylaştırmasına karşın kalitesini bozup sabahtan yorgunluğuna neden olduğundan kullanmayın. Akşamları konut içi veya dışında sosyal aktivitelere katılın ancak uyku saatinden önce gerilim yaratabilecek diyaloglardan kaçının. Yatak odasında kitap okumayın, TV seyretmeyin, yemek yemeyin, yalnızca teskin edici müzik dinleyin, uyuyun, sevişin ve cinsel ilişkiye girerek rahatlayın. Ortamın ısısı, gürültü olup olmaması, yatak değişikliği gibi alışkanlıklarınıza özen gösterin. Gündüz uykularından sakının. Sabahları fiziksel alıştırma yapın ve gün içinde egzersizi arttırın oysa uyku zamanı uyarıcı egzersizden kaçının. Uyku hijyenine uyarı edin" dedi.

Cinsel Terapi Gerekebilir

Uyku bozukluklarının tedavisinde fazla yönü olan yaklaşımın önemine işaret eden Cinsel Tıp Enstitüsü Başkanı Dr. Cem Keçe; "Uyku bozukluklarında ilk önce kulak-burun-boğaz, nöroloji, psikiyatri, göğüs hastalıkları, iç hastalıkları, fizik tedavi ve rehabilitasyon bilim dallarından hekimlerle cinsel terapistler birlikte çalışmalıdırlar. Çünkü cinsel işlev bozukluğunun ortaya çıktığı geçici ve kısa süreli uykusuzluklar; hipnotik ilaçlar ve davranışsal tekniklerin çoğu kez kullanıldığı cinsel terapi uygulamaları ile düzeltilebiliyor. Uyku bozuklukları cinsel sorunlar gibidir, birey iradesiyle üstesinden gelebileceğine inanırsa başarabilir, muhakkak alın yazısı değildir" dedi.

Cinsel Tıp Enstitüsü

Adres: İvedik Cad. No:464 / B Kat 4 Daire:6 Yenimahalle - ANKARA

Telefon: 0.312.212 66 26 ve 0.312.346 24 24 Mobil Telefon: 0.542.519 47 64

Web Site ve E-Posta: www.cinseltip.org - info@cinseltip.org

0 yorum:

Yorum Gönder

Sosyal Ağlar

Twitter Facebook Google Plus LinkedIn RSS Feed Email Pinterest

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İLARİS MEDİKAL. Blogger tarafından desteklenmektedir.

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Yandex

Yandex.Metrica

Kategoriler

Copyright © İLARİS MEDİKAL | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com