SINIFLAMA
Kanserler, hücrelerin adi olandan ne ölçüde farklılaştığına göre derecelendirilir. İyi farklılaşmış (tıp dilinde iyi diferansiye) kanserlerde (kimi vakit “grad 1″ de denir), normülk hücre yapısı korunur ve hücreler sık bölünmez. Hücrelerden bazıları, özgül görevlerini kesin ölçülerde hâlâ yerine getirebilir. Yelpazenin öbür ucunda kötü farklılaşmış (tıp dilinde kötü diferansiye) kanserler (grad 3) yer alır; bu kanserlerde hücreler öylesine değişmişlerdir ama, normülk hücrelerden artık çok farklıdır ve görevlerini yerine getirme yetilerini iyice yitirmişlerdir. Kötü bambaşkalaşmış kanserler daha seri artma ve daha agresif olma eğilimindedir ve akıbeti daha kötüdür. Bunların arasında farklılaşması orta düzeyde olan kanserler yer alır.
Kahserler yayıldıkları dokulara tarafından değil, köken aldıkları normal hücrenin türüne tarafından sınıflandırılır. Buna ilk derecelendirme adı da verilebilir. Her sınıftan kanser yukarıda tanımlandığı gibi derecelendirilir; kanserlerin büyüklükleri ve yayılma dereceleri de “evrelendirme” adı verilen süreç içinde değerlendirilir (bk. s. 30). Birinci] sınıflandırma dikeykate alındığında, derhal bütün kanser türleri aşağıdaki gruplardan birine yerleştirilebilir.
Karsinomlar
En sık görülen kanserlerdir. Deri ve öyle çok iç organın çeperi dahil, vücut yüzeylerini örten hücrelerden köken alır. Ağız, boğaz, bronşlar (havanın akciğerlere girip çıkmasını karşılayan tüpler), özofagus (yemek borusu), mide, barsak, mesane, ute-rus (rahim) ve yumurtalıkların yanı sıra memede, prostat bezinde ve pankreastaki kanalları örten dokular da bunlar arasındadır.
Öbür karsinom türleri vardır ve bunlar köken aldıkları sıradan hücresellerin görünümüne göre adlandırılır. “Skuamöz karsinomlar” (yassı hücreli karsinomlar) bilhassa deri, akciğer, ağız, boğaz ve yemek borusunda; “adenokarsinomlar” özellikle meme, barsak, daha aşağı yemek borusu, mide ve yumurtalıklarda; “geçiş hücre karsinomlar” başlıca olarak mesanede ve “ufak hücre karsinomlar” akciğerde görülür.
Sarkomlar
Yüzeyi örten dokulardan yok de kemik, yağ, kas ve vücudumuzun pek fazla bölümünde bulunan zorlama lendirici tahvil dokusu gibi destekleyici dokulardan köken alır.
Lenfomalar
Vücudumuzda ve özellikle de lenf bezlerinde ve kanda yer alan “lenfosit” adlı hücrelerden kaynaklanır. Bu hücreler bağışıklık sistemimizin fazla manâlı bileşenleridir. Lenfomalar etkilenen hücresel tipine göre ‘Hodgkin hastalığı ’ ve ‘Hodgkin dışı lenfomalar ’ olarak ikiye ayrılır.
Lösemiler
Kemik iliğinde akyuvarları üreten hücrelerden kaynaklanır. Akyuvarlar (lökositler) vücudumuzun enfeksiyona aleyhinde savunmasında kritik bir rol oynar. Lösemili hastaların kanında anormal akyuvar sayısı büyük ölçüde artar. Anormal hücreler genellikle işlevlerini içten biçimde yerine getirmediği ve kemik iliğinde yeni adi hücresel yapımı için bölge bırakmadığı için soruna yol açar.
Miyelom
Kemik iliğinde bulunan ve antikor (enfeksiyonlarla savaşmamıza yardımcı olan proteinler) adı verilen plazma hücrelerinin kanseridir.
Germ hücre tümörler
Yumurta ve spermlerin üretiminden sorumlu olan testis ve yumurtalıklar-daki hücrelerden köken alır. Tera-tomlar ve seminomlar bu bitki örtüsü herifleri arasındadır.
Melanom
Bu cilt kanseri türü, derideki pigment üreten hücrelerden (melanositler) köken alır.
Gliom
Beyin veya omuriliğin destekleyici doku hücrelerinde gelişir.
Prekanseröz (ön kanser) oluşumlar
Son olarak, görünürde sağlıklı olan kişilerde rahim boynu sürüntüsü (servikal smear) veya memenin radyolojik incelenmesi olan mamografi (bir sonraki bölüme bakınız) gibi tarama testleri esnasında saptanan ve kansere dönüşme potansiyeli içeren yaygın bazı oluşumlardan da laf etmek gerekir. Bu tür bozukluklar özellikle rahim boynu (serviks) yüzeyini ve memedeki süt kanallarını etkiler ve “karsinoma in situ” olarak adlandırılır. Bu, mikroskobik incelemede en yüzeydeki hücrelerin habis bir görüntüsü olduğu, ancak yüzey örtüsünün derhal altındaki dokuların herhangi birini istila ederek habis bir davranışa giriştiğine ilişkin bir bulgu olmadığı anlamına kazanç.
Karsinoma in situ lenfatik dolaşım ya da kan dolaşımı aracılığıyla yayılamaz ve kendi başına hiçbir yaşamsal tehlike doğurmaz. Oysa çare edilmediğinde gerçek bir kansere dönüşme riski vardır
Kanser türleine bağlı olarak etkileri ve zararları da değişir. Bence kanserin az tehlikelisi çok tehlikelisi olmaz hepsi zor ve yıpratıcı kanser türlerinin.
YanıtlaSil