Medikal Saglık ve Hastalıklar Saglık vede Fıtness uzreine bir blog.

Çarşamba, Mayıs 04, 2016

Kanserin Etkileri






SINIFLAMA
Kanserler, hücrelerin adi olan­dan ne ölçüde farklılaştığına göre derecelendirilir. İyi farklılaşmış (tıp dilinde iyi diferansiye) kanserlerde (kimi vakit “grad 1″ de denir), nor­mülk hücre yapısı korunur ve hücreler sık bölünmez. Hücrelerden bazıları, özgül görevlerini kesin ölçüler­de hâlâ yerine getirebilir. Yelpazenin öbür ucunda kötü farklılaşmış (tıp dilinde kötü diferansiye) kanserler (grad 3) yer alır; bu kanserlerde hüc­reler öylesine değişmişlerdir ama, nor­mülk hücrelerden artık çok farklıdır ve görevlerini yerine getirme yetilerini iyice yitirmişlerdir. Kötü bambaşka­laşmış kanserler daha seri artma ve daha agresif olma eğiliminde­dir ve akıbeti daha kötüdür. Bunların arasında farklılaşması orta düzeyde olan kanserler yer alır.
Kahserler yayıldıkları dokulara tarafından değil, köken aldıkları normal hücrenin türüne tarafından sınıflandırılır. Buna ilk derecelendirme adı da ve­rilebilir. Her sınıftan kanser yukarıda tanımlandığı gibi derecelendirilir; kanserlerin büyüklükleri ve yayılma dereceleri de “evrelendirme” adı verilen süreç içinde değerlendirilir (bk. s. 30). Birinci] sınıflandırma dikey­kate alındığında, derhal bütün kanser türleri aşağıdaki gruplardan birine yerleştirilebilir.

Karsinomlar
En sık görülen kanserlerdir. Deri ve öyle çok iç organın çeperi dahil, vü­cut yüzeylerini örten hücrelerden köken alır. Ağız, boğaz, bronşlar (havanın akciğerlere girip çıkmasını karşılayan tüpler), özofagus (yemek borusu), mide, barsak, mesane, ute-rus (rahim) ve yumurtalıkların yanı sıra memede, prostat bezinde ve pankreastaki kanalları örten dokular da bunlar arasındadır.
Öbür karsinom türleri vardır ve bunlar köken aldıkları sıradan hücresel­lerin görünümüne göre adlandırılır. “Skuamöz karsinomlar” (yassı hüc­reli karsinomlar) bilhassa deri, akci­ğer, ağız, boğaz ve yemek borusun­da; “adenokarsinomlar” özellikle meme, barsak, daha aşağı yemek borusu, mide ve yumurtalıklarda; “geçiş hücre karsinomlar” başlıca olarak me­sanede ve “ufak hücre karsinom­lar” akciğerde görülür.
Sarkomlar
Yüzeyi örten dokulardan yok de kemik, yağ, kas ve vücudumuzun pek fazla bölümünde bulunan zorlama lendirici tahvil dokusu gibi destekleyi­ci dokulardan köken alır.
Lenfomalar
Vücudumuzda ve özellikle de lenf bezlerinde ve kanda yer alan “lenfo­sit” adlı hücrelerden kaynaklanır. Bu hücreler bağışıklık sistemimizin fazla manâlı bileşenleridir. Lenfomalar et­kilenen hücresel tipine göre ‘Hodgkin hastalığı ’ ve ‘Hodgkin dışı lenfoma­lar ’ olarak ikiye ayrılır.
Lösemiler
Kemik iliğinde akyuvarları üreten hücrelerden kaynaklanır. Akyuvarlar (lökositler) vücudumuzun enfeksi­yona aleyhinde savunmasında kritik bir rol oynar. Lösemili hastaların kanın­da anormal akyuvar sayısı büyük öl­çüde artar. Anormal hücreler genel­likle işlevlerini içten biçimde yerine getirmediği ve kemik iliğinde yeni adi hücresel yapımı için bölge bırak­madığı için soruna yol açar.
Miyelom
Kemik iliğinde bulunan ve antikor (enfeksiyonlarla savaşmamıza yar­dımcı olan proteinler) adı verilen plazma hücrelerinin kanseridir.
Germ hücre tümörler
Yumurta ve spermlerin üretiminden sorumlu olan testis ve yumurtalıklar-daki hücrelerden köken alır. Tera-tomlar ve seminomlar bu bitki örtüsü herif­leri arasındadır.
Melanom
Bu cilt kanseri türü, derideki pig­ment üreten hücrelerden (melanositler) köken alır.
Gliom
Beyin veya omuriliğin destekleyici doku hücrelerinde gelişir.
Prekanseröz (ön kanser) oluşumlar
Son olarak, görünürde sağlıklı olan kişilerde rahim boynu sürüntüsü (servikal smear) veya memenin rad­yolojik incelenmesi olan mamografi (bir sonraki bölüme bakınız) gibi ta­rama testleri esnasında saptanan ve kansere dönüşme potansiyeli içeren yaygın bazı oluşumlardan da laf et­mek gerekir. Bu tür bozukluklar özel­likle rahim boynu (serviks) yüzeyini ve memedeki süt kanallarını etkiler ve “karsinoma in situ” olarak adlan­dırılır. Bu, mikroskobik incelemede en yüzeydeki hücrelerin habis bir gö­rüntüsü olduğu, ancak yüzey örtüsü­nün derhal altındaki dokuların her­hangi birini istila ederek habis bir davranışa giriştiğine ilişkin bir bulgu olmadığı anlamına kazanç.
Karsinoma in situ lenfatik dola­şım ya da kan dolaşımı aracılığıyla yayı­lamaz ve kendi başına hiçbir yaşam­sal tehlike doğurmaz. Oysa çare edilmediğinde gerçek bir kansere dönüşme riski vardır

1 yorum:

  1. Kanser türleine bağlı olarak etkileri ve zararları da değişir. Bence kanserin az tehlikelisi çok tehlikelisi olmaz hepsi zor ve yıpratıcı kanser türlerinin.

    YanıtlaSil

Sosyal Ağlar

Twitter Facebook Google Plus LinkedIn RSS Feed Email Pinterest

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İLARİS MEDİKAL. Blogger tarafından desteklenmektedir.

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Yandex

Yandex.Metrica

Kategoriler

Copyright © İLARİS MEDİKAL | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com