Medikal Saglık ve Hastalıklar Saglık vede Fıtness uzreine bir blog.

Çarşamba, Mayıs 04, 2016

Kanser Nedir ?



Denetim Kaybı
İnsan vücudunda bir kesmeşeker büyüklüğündeki bir kütlede yaklaşık bin milyon hücre yer alır. Hücreler vücudumuzun ama mikroskopla görülebilen minik yapıtaşlarıdır. İn­san vücudundaki milyarlarca gözenekli olan­nin mükemmel bir düzen içinde işlevlerini yerine getirmeleri ve her hücrenin dürüst yerde, amacına uy­gun şekilde davranması doğrusu de son derece şaşırtıcıdır. Hücrele­rin çoğunun yaşam süreleri sınırlıdır: yaşlılık veya aşınma ve aşınma gibi nedenlerden ötürü yitirilen hücrele­rin yerine her gün milyonlarca yeni­si üretilir.
Var olan hücrelerin “mitoz” adı bahşedilen bir süreç sonucunda ikiye bölünmesiyle yeni hücreler üretilir. Erişkinlerde ölen ve bölünen hücre­lerin sayısı aralarında olağan olarak çok iyi bir denge vardır; çocuk­lar büyümekte olduklarından, du­rumları daha farklıdır. Alışılagelmiş olarak yitirilen hücrelerin yerine benzer sayıda hücreli üretilir. Bu dengeyi denetçi mekanizmalar son derece kar­maşıktır. Kontrolün yitirilmesi gözenekli olan­lerin sayısında fazlalaşmaya ve tü­mör oluşumuna yol açabilir.
Ne var ama, tümörlerin ancak kü­çük bir bölümünün kanserli oldukla­rı da unutulmamalıdır. Tümörlerin çoğu alışılagelmiş ya da normale oldukça yakın, yerel hücre birikimleridir ve iyi huyludur (benign, selim). Siğiller bunun için iyi bir örnektir.
Kanser gelişiminde hücrelerin hem niteliği değişir, keza de sayısı artar.- kanserli hücrelerin görünüm ve davranışları da farklıdır. Daha sal­dırgan ve yok edici davranırlar ve nor­mülk hücrelerden bağımsız hareket ederler. Çevre dokulara girip onları ele geçirme becerisi kazanırlar. Kimi durumlarda hücreler lenf ve kan da­marlarına da geçerek, ortaya çıktık­ları “birincil” (ilk) bölgeden diğer bölgelere atlarlar. Bu hücreler za­manla lenf bezlerinde ve akciğer, karaciğer ve kemik gibi öteki organlarda “metastaz” adı verilen ikincil kütlelerin oluşmasına yol açabilirler.
Genler
Bütün hücrelerin davranışları merkezi denetleme birimleri olan çekirdekteki (nükleus) genler kadar denetleme edilir. Her hücresel çekirdeğinde yakla­şık 40,000 gen vardır. Genler “DNA” adındaki karışık bir kimyasal mo­lekülde kodlanmış olarak yer alan çok küçük, son derece yoğunlaştırıl­mış data ve talimat depocuklarıdır. Çok sayıda gen bir araya gelerek lahza­cak mikroskopta görülebilen kısa şe­rit parçacıklarına eş sarmallar oluşturur. Bunlar, birbirine eşler ha­linde bağlanan kromozomlardır; toplam 23 çift kromozom vardır.
Halk ana rahminde tek bir hücreden gelişir. Bu birincil hücresel, anne­nin yumurtalıklarından (överler) bi­rinde üretilen bir yumurtanın (ovu-mun), babanın testislerinden birinde üretilen bir sperm kadar döllen­mesiyle oluşur. Hücreli iki kardeş gözenekli olan oluşturacak şekilde bölünür; ardındaki bu hücreler de bölünerek toplam dört gözenekli olan oluşur. ardışık bölünmeler sonucunda seri bir artış olur. Mitoz sırasında tüm genetik veri kopyalanır ve böy­lelikle gelişmekte olan mikroskobik organizmada (ya da embriyo) yer alan bütün hücreler kendi kalıtımsal materyeline sahip olur. Embriyonun gelişip önce “fetüs”ü ve sonuçta da yenidoğan bir bebeği oluşturması süreci her tarafında benzer işlemler devam eder.
Birincil hücrede yer alan kalıtımsal bil­giler, bu hücreden gelişecek olan in­sanın tüm maddesel özelliklerini belir­ler. Fakat vücuttaki oluşum tamamlanmış­landıktan sonra, belirli bir hücredeki bu kalıtımsal bilgilerin çoğu bundan böyle gereksizleşir. Hücrenin bütün gereksin­diği sadece kendi özel işlevlerini yerine getirmekte kullanacağı data­lerdir. Diğer işlevlerle ilgili talimatlar gereksizdir. Belirli hücrelerde etkin durumda bulunan manâlı bilgiler hücrelerin kendi tutum ve özellik­lerinin yanı sıra, bu hücrelerin oluş­turduğu dokunun özelliklerini de yönetir.
Kanser genleri
Normal hücrelerde bulunan ve “on-kogen” adı verilen özel genler var­dır; onkogenler ya uyur haldedir (atıl) ya da hücrenin tavır ve bölünmesinde bir rol oynarlar. Mesela tütün dumanı, mor-ötesi ışık ya da bir takım virüslere yan DNA hasarı bu genlerde anormalliklere veya “mutasyonlara” neden olarak, genin aktivitesinde çoğaltma ve olağandışı­likle sonuçlanır. Bu da hücrenin anti-sosyal bir tarzda davranmasına ve habisleşmesine (kanserleşmesine) yol açabilir.
Onkogenler yanına her hücrede ‘bitki örtüsü baskılayıcı genler ’ vardır ve bunların normal görevi bölünmeyi sınırlandırmaktır. Çoğu kansere yol açan, tömür baskılayıcı bir genin ak-tivitesini azaltan hasardır.
Genler sadece habis oluşumla­rın gelişmesinde değil, kanserin da­ha sonraki davranışı ve tedaviye ya­nıtı üstünde de kritik bir rol oynar. Mesela bazı genler kanserlerin komşu dokuları ele geçirme ve vü­cudun diğer bölgelerine yayılarak metastaz yapabilmeleri açısından kayda değer olan proteinlerin üretimin­den sorumludur. Diğer genler ise hücrenin kendi kendisini uyaran “yükselme faktörleri” üretmesine yol açar ya da kanser ilaçlarını etkisizleş­tirir. Hücrenin ölümü bile genetik denetim altındadır. Genetik zarar hücrelerin ölmemesine de yol açabi­lir; bu ayrıca kanser gelişimi ayrıca de kanserin radyoterapiye ya da ilaçlara direnci açısından manâlı bir etmen olabilir.
Kanser oluşumu sürecinde, hüc­renin habis bir biçimde davranmaya başlamasından önceki ve sonraki birkaç sene boyunca, bir dizi kalıtımsal bozukluk birikir. Kanserin başlangıç­sından sonradan yeni gen mutasyonları olması, bazı kanserli hücrelerin di­ğerlerinden öbür davranmasına ne­den olabilir. Bu da, kayıtlı bir evrede büyümenin yön değiştirmesine yol açabilir. Kanserin davranışı ve teda­vinin uzun dönemdeki sonucu, so­nuçta maksimum antisosyal nitelik ser­gileyen hücrelere ve onları yok et­meyi hedefleyen tedaviye maksimum direnç belirten hücrelere bağlıdır.
Çoğalma Hızı
Hücrelerin çoğu birkaç günde bir bölünürken, bazıları çok daha yavaş çoğalır. Az Kalsın bütün kanserlerin tek bir hücredeki genetik bir anor­mallikten kaynaklandığı ve kes-meşeker büyüklüğündeki bir kütle­de takriben bin milyon hücreli bulun­duğu dikkate alınırsa, kanserlerin çoğunun görünür ayla gelmesinden uzun bir vakit önce başladığı anlaşılir. Tanı sırasında kanserlerin çoğu çoğunlukla kesmeşekerden azıcık da­ha büyüktür ve birçoğu yavaş yavaş büyüyerek 10-20 sene boyunca var ol­muştur. Fakat, bir tümörün boyut­larının iki katına çıkması için gereken zaman büyük değişkenlik gösterir. Bu ‘iki katına çıkma süresi ’ birkaç gün ile birkaç sene aralarında değişebilir; an­cak en yaygın kanserlerin çoğunda bu süre ortalama 2-3 aydır.
Büyüme hızı açısından yük ta­şıyan bir diğer etmen de, kanserin kendisini besleyecek yeni kan da­marları oluşumunu ne ölçüde uyarabileceğidir. Yeni kan damarı oluşu­munu engelleyen ilaçların geliştiril­mesiyle ilgili olarak günümüzde he­yecan verici araştırmalar yürütül­mektedir.

1 yorum:

  1. Daha öncede duymuştum bu tür kanser hücrelerinin varlığını ve herkeste aslında bu hücrelerden olduğunu biliyorum. İnsanların zor veya hasta bir zamanını kolladıklarını düşünüyorum.

    YanıtlaSil

Sosyal Ağlar

Twitter Facebook Google Plus LinkedIn RSS Feed Email Pinterest

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İLARİS MEDİKAL. Blogger tarafından desteklenmektedir.

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Yandex

Yandex.Metrica

Kategoriler

Copyright © İLARİS MEDİKAL | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com