Ramazan ayında oruç tutan sigara bağımlıları günün büyük bir bölümünde sigaradan uzaktan kalarak, sigarayı ayrılmak için büyük bir fırsat yakalıyor. Ancak araştırmalara göre, sigarayı vazgeçmek isteyenlerin yalnızca %15 ’i bilimselliği kanıtlanmış yöntemlere başvuruyor. Bilimsel olmayan yöntemler sebebiyle sigara vazgeçme girişimi başarısız olan kişiler ise, sigarayı teslim etmek konusunda umutsuzluğa kapılıyor. Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Çalışma Grubu Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç, sigara bağımlılığının bir rahatsızlık gibi değerlendirilmesi ve şüphesiz afiyet profesyonellerinden takviye alınması gerektiğini belirtiyor.
Türk Toraks Derneği Tütün Kontrolü Egzersiz Grubu Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Oğuz Kılınç “Dünya genelinde tütün kullanımına emrindeki hastalıklar nedeniyle yılda yaklaşık 6 milyon kişi hayatını kaybediyor ve ülkemizdeki tüm ölümlerin %23 ’ü tütüne tabi hastalıklar nedeniyle oluyor. Türkiye ’deki 15 milyon bağımlıdan, 2,2 milyonunun geçtiğimiz senelerde dağıtılmış desteklerle sigarayı bıraktığını söyleyebiliriz fakat gençler aralarında da önüne geçilemeyen bir çoğaltma laf konusu. Tütün kullanımı bu şekilde devam ederse, 2030 yılında tütün kullanımı sebebiyle ölenlerin sayısının 8 milyonu aşması bekleniyor.” dedi. Prof. Oğuz Kılınç, ramazan ayının bu ölümcül bağımlılıktan kurtulmak için iyi bir fırsat olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Oğuz Kılınç, Ramazan ayı nedeniyle gün her tarafında herhangi bir maddenin tüketilemediği bir sürece girildiğini ve bu süreçte bağımlıların sigaradan uzaklaşabileceklerini belirtti ve içicilerin bu dönemde bağımlılıklarını denetleme altına alabileceklerini, dolayısıyla bunun bir fırsat olabileceğini ifade etti. Kılınç ’a göre bağımlılar tedavilerini ramazan ayı boyunca planladıkları, sigara bırakma poliklinikleri ve hekimlerden yardım aldıkları takdirde bilimselliği kanıtlanmış yöntemlerle sigarayı bırakmaları kolaylaşabilir. Bilimselliği kanıtlanmış yöntemlere başvurmanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Kılınç, şunları söyledi: “Ülkemizde 2009 yılında kabul edilen 4207 sayılı tütün teftiş yasası ile birlikte sigara bağımlılığı daha iyi tanınmaya başlandı ve tedavi yöntemleri hakkında da ayrıntılı bilgiye ve eğitime varmak şansı yakalandı. Ama hastalar tarafından bilimselliği kanıtlanmış sigara bırakma yöntemleri hala yaygın olarak kullanılmıyor. Sigarayı ele vermek isteyenlerin sadece %15 ’i bilimselliği kanıtlanmış yöntemlere başvuruyor. Bilimselliği kanıtlanmamış yöntemler etkili yöntemler olmadığı için, bunları deneyenler genelde sigarayı bırakamıyor. Bırakamayınca da bu durum bir umutsuzluk olarak tesir gösteriyor.
Sigarayı tek başına ele vermek kolay yok
Sigara içenlerin %70 ’i bırakmak istediğini ve yalnızca %30 ’unun 2-3 yıl içinde vazgeçme girişiminde bulunduğunu bildiren Prof. Dr. Oğuz Kılınç, “Sigarayı vazgeçmek için özlem çok kayda değer bir kriter olsa da, takviye almadan sigara bırakma girişimlerinin çok büyük kısmı sigaraya her tarafta başlamakla sonlanıyor” dedi. “Birey sigarayı katiyen bırakamayacağını düşünüyor. Maalesef sigara basit bir alışkanlık, tiryakilik gibi düşünüldüğü için bilimsel yöntemlere başvurmaya gerek duyulmuyor. Kendi başına sigarayı bırakmaya çalışanlar aralarında, bir yıl her tarafında sigara içmeme oranı ama %3-5 civarında ve bu girişimlerin %80 ’i ilk bir ay içinde her yerde sigaraya başlamakla sonuçlanıyor. Bilirkişi desteğine başvuranların oranı ise %13 ila %15 arasında. Sigarayı adamak için hekimlerden, Sıhhat Bakanlığı ’na alt kurumlar ve üniversiteler bünyesinde bulunan sigara vazgeçme polikliniklerinden yardım alınması fazla manâlı. Diğer yöntemleri hiçbir şekilde önermiyoruz.”
Sigarayı adamak isteyenler Alo 171 ’i arayabilir
Sağlık Bakanlığı web sitesinde ismi bulunan veya Alo 171 de kaydı yer alan sigara bırakma polikliniklerinin, sigarayı bırakmak isteyenler için en dürüst adres olduğunu belirten Prof. Dr. Oğuz Kılınç, şu bilgileri verdi: “Alo 171 sigara bırakma hattı hizmeti ve Sağlık Bakanlığı ’nın sigarayı bırakmak isteyenlere karşın ücretsiz ilaç projesi ilaçlar azalmasına karşın devam ediyor. Sigaradan kurtulmak isteyenler, Afiyet Bakanlığı tarafından görevlendirilen sigara vazgeçme polikliniklerine başvururlarsa bu tedavilere bedava olarak kavuşabilirler. Sigara bağımlılığının maddi kısmının nedeni nikotindir ve nikotin alınmadığında huzursuzluk, konsantrasyon güçlüğü, stres, sinirlilik depresyona cereyan, iştah artışı gibi yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Bu semptomlar zamanla azalarak kaybolsa da sigara bırakma sürecinin ilk haftalarında en yoğun seviyededir. Sigara vazgeçme girişimlerinde başarısızlığının en önemli nedenlerinden biri yoksunluk semptomlarıdır. Bırakanların davranışsal ve bilişsel takviye ve farmakolojik tedavi ile desteklenmesi bırakma başarısını artırır. Maddi tiryakilik ne değin yüksekse farmakoterapi ihtiyacı pek fazladır. Hekimlerin hastalarının bağımlılık düzeylerini değerlendirmeleri ve sigara ele vermek isteyen hastalarına davranışsal ve bilişsel takviye ve yerinde medikal çare seçeneklerini sunmaları önemlidir.”
Prof. Dr. Kılınç ramazanda sigarayı bırakıp her yerde açılmak istemeyenler için de şunları öneriyor: “Sigara bağımlılarının beyinlerinde bunu geçici bir işlem olarak kodlamamaları gerekiyor. Bunun sadece ramazanda yok, hayat boyu kurtulmaları gereken bir tavır olduğunu sezgi etmeleri gerekli. Böyle düşünürlerse, sadece ramazan ayında yok bütün ömür boyu sigarayı bırakacağım derlerse ve yola bu şekilde çıkarlarsa ramazan ayı sigarayı bırakmak için sahiden bir vesile olabilir.”
Gün boyu sigarasız kalıp sahurda veya iftarda defalarca sigara içen bağımlılara da Prof. Dr. Kılınç ’ın bir takım uyarıları var: “Sigara 4.000 ’den fazla kimyasal madde içeriyor ve bunların takriben 90 ’ı kanserojen. Sigaradan çekilen her nefeste sıkıntılı, öldürücü ya da sakat bırakıcı bir hastalığın başlama riski %50 ’dir. Günde yalnızca 1 sigara içilse bile, sigaranın ilk temas ettiği organlar olan akciğer ve kalpte ciddi riskler oluşuyor. Sigaranın her dozu ve her şekli zararlıdır ama sahurda ve iftarda tekrar tekrar içilmesi yüksek konsantrasyonda nikotin ve diğer zehirli maddelerin kana karışmasına yol açar. Bu da altta yatan veya tanısı konmamış hastalıkların ciddi boyutlara ulaşmasına niçin olabilir. Hatta ani kalp krizleri ve beyin kanamaları gelişebilir.”
Prof. Dr. Oğuz Kılınç sigarayı bırakanlardaki iyileşme sürecini ise aşama aşama şöyle özetledi:
Sigarayı bırakanların kalp atış hızı birincil 20 dakikadan itibaren düşüyor
12 saatte kandaki karbonmonoksit seviyesi normale dönüyor
2 hafta ila 3 aylık bir süreden daha sonra yürek krizi riski azalmaya, akciğer fonksiyonları düzelmeye başlıyor
1 ila 9 aydan sonradan öksürme ve nefes darlığı azalıyor
1 yılda koroner yürek rahatsızlığı riski, sigara içen birinin yarısı seviyesine geriliyor
10 yılda akciğer kanseri riski sigara içenlerin taşıdığı riskin yarısı seviyesine gerilerken ağız, gırtlak, yemek borusu, böbrek, mesane ve pankreas kanseri riskleri de azalıyor15 yılda, koroner yürek hastalığı riski, sigara içmeyenlerin taşıdığı riskle aynı seviyeye geriliyor.
böylece bağımlılara sigarayı kendi çabalarıyla bırakabileceklerini düşünmüyorlarsa bir hekime ya da bir uzmana başvurmalarını öneriyoruz. Konuyla ilgili güncel ve içten bilgiye www.toraks.org.tr adresinden ulaşılabilir.
0 yorum:
Yorum Gönder