Medikal Saglık ve Hastalıklar Saglık vede Fıtness uzreine bir blog.

Salı, Mayıs 03, 2016

Kanserin Genel Olarak Tedavisi





Kanserde üç esas çare türü var­dır: ameliyat, radyoterapi ve ilaçlar. genel olarak kanseri iyileştirmek açı­sından kimsesiz en etkin çare ameliyat olsa da, bambaşka kanser türle­rinde fazla ayrı tedaviler uygulanabi­lir. Hem radyoterapi ayrıca de kemoterapi (ilaç tedavisi) çevredeki nor­mal dokulara zarar vermeden, kan­ser hücrelerini parçalayabilmektedir. Fakat bazı kanserler radyoterapiye veya ilaçlara iyi cevap vermez ve en iyi tedavi ameliyattır. Bazı kanserle rin ise ameliyatla çıkartılması şiddet ya da imkânsız olabilir ve bu kanserler başka tedavilere daha iyi yanıt vere­bilir.
Kanser ameliyatla çare edilebiliyorsa, çoğunlukla başka bir çare seçeneğini düşünmeye değmez. Ancak bir takım kanser türlerinde (örn. baş ve boyun bölgesinde veya serviksteki kanserlerde) radyoterapi eşdeğer ölçüde ve hatta daha da etkili olabilir. Böyle durumlarda şekil bo­zukluğuna yol açmadığı, söylev veya yutkunma gibi önemli fonksi­yonları etkilemediği ya da sadece daha kolay olduğu için radyoterapi en iyi seçenek olabilir.
Öyle fazla hastada tedavilerin bir­likte kullanılması (kombinasyon te­davisi) tamamen iyileşme şansı ve­rir. Bir Takım hastaların özellikle ameliyat ve yoğun hap tedavisi için hastane­ye yatırılması gerekebilir. Ama öyle fazla hasta ayakta tedavi edilebilmek­tedir. Hastalar uygulanacak tedavi leri ve neden o tedavilerin önerildi­ğini bilmek ve kavramak ister.

TEDAVİNİN AMACI
Mümkün olan her durumda çare­nin amacı kanseri en ince ayrıntısına kadar ortadan kaldırmaktır ve bu şu anda giderek da­ha fazla sayıda kişi için realist bir beklentidir. Bunun bir nedeni kanse­re görece erken evrelerde teşhis ko­nulması, bir nedeni de tedavilerdeki gelişmelerdir. Kanser çıkış bölgesiy­le sınırlı kaldıysa, netice genel olarak mükemmeldir.
Ne var ki, bazı kanserlerin ilk saptandıkları sırada zaten geniş öl­çüde yayılmış olduğu dobra dobra görü­lürken, yalnızca bir bölgeyi etkilemiş gibi duran bazıları, gerçekten saptana­mayan mikroskobik metastazlar oluşturarak yayılmıştır. Genellikle bu kanserlerde netice daha negatif ol­sa da, sayısı giderek büyüyen bir azın­lıkta iyileşme olasılığı vardır. Bunlar aralarında Hodgkin hastalığı ve testis tümörleri gibi ilaç tedavisine cevap veren kanser tipleri ve diğer kanserlerden mikroskobik olarak ya­yılan ve çoğunlukla ilaç tedavilerine kar­şı sağduyu olan meme kanseri gibi kanser tipleri bulunur.
En Ince Ayrıntısına Kadar iyileştirmeyi hedefle­yen tedavilere genel olarak “radikal” adı verilir. Belirtilerin giderilmesini ya da yaşamın uzatılmasını hedefle­yen tedaviler ise “palyatif (hafifleti­ci) olarak tanımlanabilir. Kanser te­davileri genelde hafif leme sağlar. Bu şekilde kullanıldıkla­rında genellikle radikal tedavilere tarafından daha düşük yoğunlukta uygu­lanır ve böylece hastalar tarafın­dan çok daha iyi tolere edilirler.
En Ince Ayrıntısına Kadar iyileşme hedeflendi­ğinde, ciddi alt tesir riski göze alı­nabilir. Ama iyice iyileşme olasılığı yahut ve yan etkilerin hasta­lığa bağlı belirtiler değin can sıkıcı olması çok mümkünse, kuvvetli çare uygulamanın pek anlamı yoktur. İşte böylece tedavinin amacı daha başlangıçta dobra dobra orta­ya konulmalıdır. öte taraftan bir te­davinin palyatif olması, kansere kar­şı kuvvetli etkide bulunmayacağını göstermez. Gerçekten de, palyatif tedaviler kanserin küçülmesini ve kontrol edilmesini sağlayarak, bir takım hastaların yıllar her tarafında adi bir yaşam sürmesine olanak tanır.
Kanserde çare seçenekleri de­ğerlendirilirken veya tedavi uygula­nırken, belirtilerin de dikkate alın­ması siklet taşır. Tedavi bazı semptom­ler üstünde yeterince tesir göstermeyebilir ya da yavaş etkide bulu­nabilir. Neyse ki, kanser tedavisine ilave olarak ve kimi zaman da kanser tedavisi yerine kullanılabilecek ve belirtileri iyileştirmeyi karşılayan baş­ka öyle fazla usul vardır. Genellik­le oldukça basit yöntemlerle başarı sağlanabilse de, bir takım hastaların daha pozitif destek ve desteğe gereksinimi olur. Hastanın aile doktoru, hastane­de kanser tedavisinden sorumlu doktorlar ve hemşireler gereklilik duyulan desteği verebilecek kişiler­dir, ancak bir takım hastalarda belirtilerin daha uzmanlık gerektiren yöntem­lerle giderilmesi gerekir.
Palyatif tıp alanında uzmanlaşan hekim ve hemşirelerin sayısı gide­rek artmakta ve bu sağlık durumu görevlileri evlerde, hastanelerde ya da bakı­mevlerinde hizmet vermektedir . Son yıllarda pal­yatif tıpta ve huzurevi sözde ku­rumlardaki hizmetlerde yaşanan kayda değer gelişmeler, özellikle ileri konut­rede ya da tedavi edilmesi mümkün olmayan kanser vakalarında yaşam kalitesinin büyük ölçüde artmasını sağlamıştır. Ama palyatif bakımın, bazı tedavi edilebilir kanser vakala­rında da yardımcı olabileceği unutul­mamalıdır: rahatsızlık verici inatçı belirtileri olan bütün hastalar, bu belir­tilerin nedeni ne olursa olsun, palya­tif bakım olanağından yararlanabilmelidir.

Içten Tedavinin Seçilmesi
Tedavinizi planlar ve tartışırken dok­torunuz bunun sizin gereksinimleri­nize en yerinde tedavi olduğundan emin edinmek ister. Kanserlerin mik­roskop altındaki görünümleri, bo­yutları, yaygınlık dereceleri ve dav­ranışları aralarında çok büyük farklılık­lar vardır. Ancak kanser tedavisinde yalnızca kanserin değil, hastanın da dikkate alınması gerekir. Kanserli hastaların hiçbiri fiziki veya psikolojik açıdan birbirinin benzer değildir. Hastanın özel sosyal koşulları da manâlı olabilir. Çare konusunda karar vermeden önce öyle çok konu­nun dikkate alınması gerekir.
gerçi pek çok hasta, tedavinin oldukça tek herif olduğu belli sınıflara ayrılabilir. Son yıllarda tedavilerin daha fazla standartlaştırılması hoş­nutlukla karşılanmaktadır. Bu Vesile Ile hastalara, muhakkak kanser tiplerinde uz­man olanların görüntü birliğiyle yerinde kabul ettikleri tedavilerin verilmesi teminat altına alınmış olur. Uzman­lar çoğu kez bir araya gelip son araştır­ma bulgularını tartışarak “fikir birliği geliştirme toplantıları” planlamak­tedir. Bunun sonucunda, açıklanmış kan­ser tipleri için en iyi çare yaklaşma­larını tanımlamaya çalışan kılavuzlar yayınlanmaktadır; bu kılavuzlar, afiyet bakım kalitesinde istenmeyen farklılıkların ortadan kaldırılmasında manâlı rol oynamaktadır.
Bütün kanser tedavilerinde ast et­kiler vardır. Ufak ameliyatların, dü­şük dozlu radyoterapilerin ve her­hangi bir önemli rahatsızlığa yol açma­ast bir takım ilaçların ast etkileri azdır. Radyoterapi ya da kemoterapi kürleri sırasında işe devam edebilir ve nor­mal veya normale yakın bir yaşam sürdürebilirsiniz. Yelpazenin değişik ucunda ise büyük ameliyatlar, son derece yoğun radyoterapi veya hap tedavileri vardır ve bunlar kişilerin hastalanmasına yol açabilir, hatta kü­çük de olsa bir ölüm riski taşıyabilir.
Size önerilen çare büyük ölçü­de kanserinizin özelliklerine, konu­muna ve yaygınlığına yan olsa da, bir bir hastalarda tedavinin yarata­cağı tehlike ve potansiyel yararların düşey­katle değerlendirilmesi yük taşır. Diğer açılardan sağlıklıysanız ve kendinizi kuvvetli hissediyorsanız iyi­leşme şansını artıran, ancak rahatsız edici yan etkileri olan bir tedaviyi kabul edebilirsiniz. Gerçekte de, son derece ciddi tümörleri bulunan hastaların büyük bir kısmı, sadece küçük bir iyileşme şansı yakalamak ya da iyileşme şansını azıcık artmak için, hiç nahoş tedavilere kat­lanmaya hazırdır. Ancak gerçekçi açıdan bakıldığında iyileşme şansı olmayan bir takım kanserlerde, palyatif tedavinin mümkün üstünlük ve dezavan­tajlarının dikkate alınması gereke­cektir. Yaşınız ve genel afiyet duru­munuz manâlı etmenler olabilir; başka açılardan dinç olan bir has­tanın, görece sağlıksız bir hastayla karşılaştırıldığında tedaviyle baş edebilme olasılığı daha yüksektir.
Şaşılacak gibi de görünse, bir takım hastalarda en iyi seçenek özel olarak onlarda bulunan kanser tipini niyet­leyen bir çare uygulamamaktır. Ancak­mi zaman bu tercih var olan tedavi­lerin bir takım kanserlerde etkili olmama­sı veya yarardan fazla zarar verecek olmasına dayanır. Başka durumlarda ise, yıllardan beri fazla az büyüyen veya hiç büyümeyen ve hayat kalitesi ve süresi üzerinde derhal hiç etkide bulunmayan bir kanser bulunduğun­dan çare uygulanmaz.

TEDAVİLERİN BİRLİKTE KULLANILMASI (KOMBİNE EDİLMESİ)
Son yıllarda kanserde daha iyi so­nuçlar alınmasının bir nedeni de ayrım­lı tedavi türlerinin özenli bir biçim­de birlikte kullanılmasıdır. Bilhassa, ameliyatla iyice çıkartılmayan mikroskobik kanser kalıntılarının değil edilmesi amacıyla, ameliyata ek ola­rak hap tedavisi ve radyoterapi daha sık kullanılmaktadır. Ameliyatın kan­süratli en ince ayrıntısına kadar temizlemeyi başara­maması, ameliyat bölgesinde kanser hücreleri kalmasından ya da metas­tazlardan kaynaklanır. Geri kalan kanser sadece mikroskobik ebat-lardaysa, radyoterapi veya ilaçlarla veya her ikisiyle birlikte en ince ayrıntısına kadar or­tadan kaldırılması olasılığı epeyce yüksektir. Bölgesel bir çare olan radyoterapinin etkisi de bölgeseldir; buna rağmen, ilaçlar bütün vücudumuz­da tesir gösterir. tedavi türünün radyoterapi olduğu bazı kanserlerde, çoğunlukla benzer anda uygulanan hap te­davisi de fayda sağlar.
Radyoterapi ya da kemoterapinin bu biçimde uygulanmasına “adjuvan” (muavin) çare adı veril­mektedir. Kimi süre bu çare ameliyattan önce uygulanır ve ba­zen niyet ameliyatı olası kılmak veya kolaylaştırmaktır. Örneğin ol­dukça büyük boyutlu meme tümörü olan kadınlarda cerrahın bütün meme­yi almasına lüzum kalmaması için, ameliyat öncesinde tümörü yeterin­ce küçülten ilaçlar verilebilir. Benzer şekilde ameliyat öncesinde bir kür radyoterapi, bayağı koşullarda ame­liyata uygun olmayan büyük bir rek­tum kanserinin çıkartılması olanağı sağlar.

Kanser Hizmetlerinin Düzenlenmesi
Bilhassa ameliyat ya da kemoterapi uygulanacaksa, çare, bölgedeki bir hastanenin kanser biriminde ger­çekleştirilebilir. Fakat radyoterapi, daha uzmanlık gerektiren bir ameli­yat veya yoğun kemoterapi uygula­nacaksa bu girişimleri uygulayabile­cek üniversite hastaneleri ile kanser merkezlerine gitmek gerekir.
Modern radyoterapi için son de­rece fiyatı yüksek aygıtlar kullanılmakta ve özel eğitimli personel tahsis yap­maktadır; böylece kanser mer­kezlerinin büyük kasaba ya da şehir halkı­lerde toplanması mantıklıdır. Bazı ameliyatlar ve hap tedavileri için de aynı ölçüde özel tekniklere ve dene­yime gereksinim vardır. bu nedenle tedavi için uzak mesafeler katetmek zorunda kalabilirsiniz, lakin yine de buna layık. Hastalığınız konusunda uzman birilerinin bakımınızı üstlen­diğini anlamak (özellikle de sizde az rastlanan türde bir kanser varsa) gü­ven vericidir.
Gözetim aşağıda ya da belirtilmiş kanserlerin tedavisinde uzmanlaşmış doktorlar göre uygulanan te­davilerin daha başarılı olabileceğini düşündüren epeyce sağlam kanıtlar vardır. Günümüzde kanserler için uygulanan ameliyatların çoğu, bu alanda uzmanlaşmış cerrahlar tara­fından yapılmaktadır. Benzer koşul kanser hastalarının tedavisinde bulunan ve cerrah olmayan doktorlar ve öteki personel için de geçerlidir.

Hastanedeki uzmanlar
Cerrahların açık havada, genel olarak altında­daki uzman doktorlar da kanserli hastaların tedavisinde tayin alır.
•Onkologlar: Kanserde radyotera­pi ya da ilaç tedavisi konusunda uz­manlaşmış olan doktorlardır. Klinik onkologlar hem radyoterapi ayrıca de hap tedavileri konusunda uzmanla­şırken, medikal onkologlar yalnızca hap tedavisi konusunda uzmandır.
•Hematologlar: Kan hastalıkları ko­nusunda bilirkişi olan ve lösemi, ola­sılıkla da lenfoma veya miyelom te­davisini üstlenirler.
•Palyatif bakım uzmanı: Nitelik­le daha ileri evredeki kanserlerden kaynaklanan belirtilerin kontrol altın­da tutulması konusunda uzmanlaş­mış doktordur.
Genel Olarak en iyi tedaviye karar belirlemek için iki ya da daha fazla uz­man birlikte çalışır. Uzmanların her hastayı ayrı olarak kavga etmek için dü­zenli toplantılar yapmaları artık gün­delik bir uygulamadır. Bu “multidisipliner” girişim genelde bambaşka uzmanlık dallarından doktorları ve başta bilirkişi hemşireler elde etmek üze­re öteki sıhhat görevlilerini de içerir; bu vesile ile hastaların genel bakım standardının yüksek olması güvence altına alınır. İdeal koşullarda, kanser nedeniyle ameliyat edilecek birçok hastada bir onkologdan görünüm alın­malıdır. Size önerilmediyse bile, böyle bir talepte bulunabilrsiniz.
Genelde kanserli hastaların te­davisini yukarıda tanımlanan uz­manlardan bir veya daha fazlası üstlense de, diğer uzmanlar da tedavi­de rol alır.
Patologlar: Dokuları mikroskop aşağı inceleyerek, kanser tanısını doğrulayan ve sınıflandıran hekim­lardır.
•Radyologlar: Röntgenleri ve ta­rama görüntülemelerini yaptırır ve yorumlar. Kimi vakit, röntgen veya tarama görüntülemesi esnasında yapılması gereken bazı özel cerrahi biyopsileri ya da tedavileri uygula­yabilir.
Yardımcı görevliler
•Radyoterapi teknisyenleri: Bu
teknisyenler onkologların uygulan­masını istedikleri radyoterapiyi ver­me konusunda özel eğitim almışlar dır. Onkoloji alanında geniş bir eği­tim görürler ve sıklıkla bazı destek­leyici bakım hizmetleri de sunarlar ya da düzenlerler.
başkaca tedaviden sonradan rehabilitasyon aşamasında fizyotera­pist, meslek terapisti ve beslenme uzmanı gibi diğer sağlık durumu çalışanlarıyla da bağlantınız olabilir. Hastanelerdeki tıbbi sosyal takviye görevlileri mad­di olanaksızlık durumunda neler ya­pabileceğiniz ve nereye başvurabi­leceğiniz konusunda size asistan olacaktır.

Doktorlarla Iletîşîm
Durumunuzu görüşmek üzere bir doktora gitmek zorunda kaldığınız­da gergin ve kendinize güvensiz olabilirsiniz; fakat dinlemeniz kadar konuşmanız da önemlidir. Ne yazık ama meslek yükü sebebiyle uzmanlar hasta­larına istedikleri kadar süre ayıra­mıyor, böylece elinizdeki zamanı en iyi biçimde kullanmanız gerekir.
Uzmanınız genellikle o anki belir­tiler, genel sağlık durumu durumunuz, geç­mişteki tıbbi öykünüz ve kanser veya tedavisiyle ilgili özel kaygılarınız ko­nusunda veri olmak isteyecektir. Hastalığınızla ilgili psikolojik ve sos­yal kaygılarınızı da dile getirmelisi­niz. Uzmanın sizinle ilgili güncel bil­gilere sahip olabilmesi için, aldığınız ilaçların paketlerini ya da şişelerini yanınızda getirmeniz iyi olur.
Daha önce açıklandığı gibi, tedavize ilişkin kararlar size özgü olacak ve doktorunuz açıklanmış bir öneride bu­lunmadan önce duygularınızı öğren­mek isteyecektir. Ilk veya başlan­gıçtaki görüşmeler büyük tartı ta­şır, çünkü bu görüşmelerde testler ve sonuçları, teşhis ve tedavi tartışılır. Bu aşamada aklınıza gelen her soru­yu sormalı ve bütün kaygılarınızı açık­lamalısınız. Sormak istediğiniz soru­ları unutmamanız için önceden bir kâğıda da yazabilirsiniz. Doktorunu­zun söylediklerini anlamadığınızda, izah etme istemekten çekinmeyin.
Hastaların ne kadarını iyi anlamak is­tedikleri ve karar verme sürecine ne ölçüde yeralma istedikleri noktasın­da farklılıklar vardır. Bir hasta her­hangi bir detaylı soru sormaksızın açıklamaları ve çare konusundaki önerileri güvenle kabul ederken, bir diğeri daha iştirakçi edinmek ister. Doktorunuz önerilen tedaviyi, başarı olasılığını, olası bağlı etkileri ile iş ve yaşamınız üstünde beklenen etkile­ri size açıklamaktan sevinç duya­caktır.
Bazıları uzun vadede sonucun ne olacağını o sırada öğrenmemeyi ter­cih ederken, bazıları daha yeniden ay­rıntılı istatistiksel bilgiler ister. Her hasta farklıdır. Doktorlar bunu bilir ve çoğu, kişisel gereksinimlerinize tarafından davranmaya çalışır; ama bil­mek istediğiniz şeyleri ve ara sıra de kavramak istemediklerinizi açık açık orta­ya koymadığınız sürece bunu yapa­mazlar.
Mülâkat sırasında bir uzman doktorun söylediği her şeyi aklınız­da tutamayabilirsiniz. böylece yanınızda bir yakınınızı bulundurma­nız faydalı olabilir; iki düşünce, aniden iyidir. Önemli soru ya da kaygıları daha görüşmenin başında dile getir­meniz iyi olur. Bir Takım hastalar kısa not­lar alma yoluna da gidebilir. Bir Takım hastalar ise konuşmayı kaydetmek ister; ancak bazı doktorlar bunu do­ğal iletişimi bozan bir etken olarak algıladıklarından, kayıt için evvelden izin almalısınız.

Tedavinin seyrine ilişkin raporların anlaşılması
 Tedavinizin gidişini öğrenmek için doktorunuzla görüşüyorsanız, duru­mu tanımlamakta sık sık kullanılan ba­zı sözcükleri bilmenizde fayda vardır.
•Yanıt: “Cevap” terimi çare sıra­sında ya da sonrasında kanserin kü­çülmesini tarif etmek için kullanılır. Bu tanımı kullanabilmek için genel­likle kanserde belirgin küçülme ol­ması gerekir. Vücutta hiç kanser be­lirtisi kalmadıysa buna tam yanıt adı verilir; yanıt kısmi de olabilir.
•Remisyon (gerileme): “Remis-yon” tanımı kanserin büyük oranda azaldığı, faal görünmediği, ancak ayrıntılarıyla de değil olmadığı durum­larda kullanılır. Remisyon genel olarak tedavinin sonucu olsa da, bazı kan­serler kimi vakit kendiliklerinden gerileyebilir.
Tekrar Etme veya nüks (rekürans, rölaps): Daha önce başarılı biçimde denetim altına küskün kanserin yeni­den ortaya çıkmasını tanımlayan te­rimlerdir. Tekrar Etme birincil ot gibi yaşama bölge­sinde olmuşsa “yerel” (yerel), me­tastazlara yan ise “uzakta” olarak ta­nımlanır. Nükslerden sonra, özellikle iyileşme şansının hâlâ sürdüğü dü­şünülen durumlarda kansere aleyhinde yeniden çare uygulanması çoğunlukla önerilir, oysa kimi vakit bu yakla­şım hasta için en iyisi değildir. Bu konudaki karar büyük ölçüde hasta­nın özgül koşullarına bağlıdır.

İkinci görünüm
daima diğer bir uzmandan ikin­ci görünüm alma hakkına sahipsiniz. Kanserli hastaların tedavisiyle ilgile­nen uzmanlar, hastanın ikinci bir gö­rüşe niçin lüzum duyabileceğini mükemmel anlar ve bu konuda sizi teşvik edebilir. Bazen, özellikle kompleks veya zorlama vakalarda, uzmanın ken­disi ikinci bir görüş alınmasını öne­rebilir.
Özellikle acele tedaviye gerek olan durumlarda, ikinci görüşün kısa sü­rede bildirilmesi önemlidir. İkinci görüşün uygun tecrübe ve uzman­lığa sahip olan ve hasta hakkında gerekli tüm bilgilerin iletildiği biri­sinden alınması da önemlidir. Ama ikinci görüşün birincisinden bambaşka ol­ması, ikincinin daha iyi olduğu anla­mına gelmez.

Çare için onay
Birçok kanser tedavisi türünden ön­ce genellikle hastadan bir tasdik bel­gesi imzalaması istenir. Bu onay, si­ze tedavinin muhtemel riskleri konusunda gerekli tüm bilgilerin sözlü ya da ya­zılı olarak verilmesini de zorunlu kı­lar. Onay belgelerinin bir amacı has­taların riskleri bilmeden tedaviye başlamasına engel olmak, diğeri de uygun tedaviye rağmen yolunda gitmeyen şeyler olduğunda, hasta­neyi dava edilmekten korumaktır. Hastalar, bütün tıbbi tedavilerin bazı kişilerde yan etkilere yol açabilece­ğini akılda tutmalıdır. Önemli tabi tesir oluşma olasılığının genellikle çok düşük olduğunu anlamadan, elinize muhtemel tabi etkilerle ilgili bir liste veril­diğinde kaygılanabilirsiniz. Ne var ancak, bir takım kanser tedavileri diğerlerin­den çok daha güçlüdür ve zarara yol açma olasılıkları daha yüksektir. bu nedenle bazı hastalarda doktorları­nın yardım ve önerileriyle, tedavinin görece yarar ve risklerinin (tehlike:yarar oranı) tartışılması iyi olur.
Kanser tedavilerinin büyük bölü­münde bu oran hasta lehinedir; yine de emin koşullarda yarardan çok za­rar verme olasılığı daha yüksek olan bir takım tedaviler bulunduğu da kuşku­suzdur. Herhangi bir çare için evet demeden önce, olası tehlike ve yararlar konusunda olabildiğince realist bilgiler edinmiş olmanız büyük tartma taşır.

2 yorum:

  1. Kanser tedavisi hem doktorlar hem hasta arasında geçen güçlü bir iletişimle desteklenmelidir. Çünkü önce azim ve moral olmalı. Doktorların anlayışı da bence daha fazla olmalı.

    YanıtlaSil
  2. kanser hastalığının tedavisinde genel olarak cerrahi girişim, radyoterapi ve kemoterapi tedavi yöntemleri kullanılmaktadır.

    YanıtlaSil

Sosyal Ağlar

Twitter Facebook Google Plus LinkedIn RSS Feed Email Pinterest

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

İLARİS MEDİKAL. Blogger tarafından desteklenmektedir.

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Yandex

Yandex.Metrica

Kategoriler

Copyright © İLARİS MEDİKAL | Powered by Blogger
Design by Lizard Themes | Blogger Theme by Lasantha - PremiumBloggerTemplates.com