Her 6 Kadından Biri Vajinismus Yaşıyor!

Her 6 Kadından Biri Vajinismus Yaşıyor! | Türkiye'nin Sağlık Haber Portalı - Psikoloji, Buhran, Ruh Sağlığı, Diyet, Panik Hücum, Alzheimer, Parkinson, Hiperaktivite
Bugüne değin yüzlerce vajinismuslu kadını deva olan Bayan Doğum Uzmanı Op. Dr. Süleyman Eserdağ, kliniğe başvuranların yüzde 80 ’inin üniversite mezunu olduğunu söylüyor.
Türkiye’de 6 kadından biri sevişemiyor diyorsunuz, bu tezinizle ilgili verileriniz nelerdir?
Şimdiye kadarki klinik çalışmalardan elde ettiğimiz istatistiksel veriler doğrusu çok çarpıcı: Vajinismus sorununun görülme sıklığı takriben yüzde 10. Buna bir de ağrılı cinsel birleşme (disparoni) sorunu eklenince bu oran yüzde 15-20’lere çıkıyor. Az Daha her 5-6 kadından biri eşiyle hiç ilişkiye giremiyor ya da cinselliği son derece baskı, ağrılı bir şekilde yaşıyor. İlişki esnasında anorgazmi konusunda ise sağlıklı veriler öyle değil. Lakin bununla beraber, klinik deneyimlere kadar, anorgazmi görülme sıklığı yüzde 40 ila 60 oranında.

Vajinismusta ilişki neden gerçekleşemiyor?

Her ne kadar vajinismus ismi vajinayı çağrıştırsa da vajinismus bir vajina problemi yok daha çok “bilinçaltına sabit dehşet ve kaygı” problemleridir. Bilinçaltına cinsel ilişki ile ilgili belirlenmiş bir takım nefret edilen şey ve kaygılar vardır; bunun sonucunda kişi kendisini kontrolsüz şekilde kasarak ilişkiye müsade vermemektedir. Erkek de ilişki sırasında kendi penislerini yaklaşık olarak bir “duvara çarpıyormuş” gibi hissetmektedirler. Hatta çiftler arasında o bölgenin tamamen kapalı olduğunu düşünenler deha vardır.



Sosyo-kültürel düzeylere göre bakınca hangi kesimde daha sık görülüyor?
Ülkemizde yapılan araştırmalara tarafından vajinismus görülme sıklığı yüzde 10-15 arasındadır. Son 6 yılda kliniğimiz Hera Bayan Sağlığı Merkezi’ne başvuran takriben 650 vajinismus hastamızın yüzde 85’ı üniversite mezunudur.
Niçin eğitimli çiftler aralarında daha yaygın?
Elimizde muhakkak bir kanıt olmamakla beraber eğitimli kişilerin kendi sorunlarının çözümü için internet gibi kaynakları kullanarak daha pozitif araştırma yapmaları şayet de başvuranların daha fazla bu kesimde olduğunu gösteriyor olabilir.
Vajinismus olan hastalardan yola çıkarak daha fazla hangi nedenler faktör oluyor?
Yaptığımız araştırmalara tarafından vajinismus %90 oranında psikolojik, %10 oranında organik (yapısal) nedenler sonucunda gelişiyor.
Vajinismuslu kadınların karakter özelliklerinde benzerlikler var mıdır?
Bilhassa çocuksu, aileye bağımlı ve ruhsal organizasyonunu sağlıklı bir biçimde tamamlamamış kadınlar risk grubunu oluşturur.
Kadındaki korkular vajinismusu nasıl tetikler?
Çocukluk çağından kalma korkuları yaşamış bireylerde bu rahatsızlığın oluşması kolaylaşır. Korkular, en fazla kadının simgesel olarak zihninde aşırı büyüttüğü bir penis yüzünden çok acı çekme, dağılma korkularıdır. Biz bu tür hatalı inanışlara “cinsel mit” adı vermekteyiz. Şahısların bilinç altına yazılan bu tür yanlış ve abartılı düşünceler ileriki dönemlerde vajinismus için bir zemin hazırlar. Hem “iyi kız sendromu” da vajinismus için tehlike faktörüdür.
İyi kız sendromu ne anlama geliyor?
Ailesi tarafından cinsel bilgiden tamamen yoksun bırakılan, hatta cinselliğin aile tarafından kötülendiği, kızlık zarının ise korunması gereken çok kayda değer bir alan olduğu gibi mesajlar verilerek yetiştirilen genç kızların ilerleyen yaşamlarında vajinismus, cinsel isteksizlik, cinsel soğukluk, cinsel tiksinti ve orgazm olamama (anorgazmi) problemleri ortaya çıkmaktadır. Biz bu şekilde çevrelerinden ve ailelerinden terbiye alarak yetiştirilen kızlarda artan bu probleme “iyi kız olma sendromu” diyoruz ve durum Türk toplumunda epeyce yaygındır. Bu problemi taşıyan kadınlarda cinsel ilişki adeta yalnızca benzeyen için gereklidir, yani cinsellik kendisinin hoşgörü alacağı bir işlevden fazla “eşini mutlu edecek bir görev” olarak algılanmaktadır. Ayrıca bu kadınlar kendi özel hayatlarında da son derece disiplinli, titiz ve mükemmeliyetçi kişilik yapısındadırlar.
Vajinismuslu hastalara nasıl bir çare uyguluyorsunuz?
Vajinismus tedavilerinde, uygun hastalara uyguladığımız hipnoz yöntemiyle çare süresi kısalıyor ve hızlanıyor. Hem günlük yoğunlaştırılmış çare programlarıyla birkaç yıldır çare edilememiş hastalar dahi 3-4 gün gibi fazla kısa bir sürede çözüme kavuşabiliyor. Hipnoz, bu konudaki asistan yöntemlerden biri. Bilinçaltına inilmesini, kişilerin kendine güven duygusunun artırılmasını, kasların gevşemesini ve rahatlamayı amaçlayan hipnoz, tedaviyi destekliyor.
Doktor ontrol altında bulunmak sart